Yugoslavya'nın dağılması sürecinde Kosova Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) kurucularından olup 2008'de Sırbistan'dan tek taraflı bağımsızlık ilan eden Kosova'nın ilk başbakanı olan ve 2016'da cumhurbaşkanı seçilen Haşim Thaçi, savaş ve insanlığa karşı suç ithamlarından Lahey'de BM'ye bağlı Kosova Özel Mahkemesi karşısına çıktı.
5 Kasım'da cumhurbaşkanlığından istifa eden ve 6 Kasım'da mahkemeye gönüllü teslim olarak gözaltına alınan Haşim Thaçi, bugün Kosova Özel Mahkemesi'ndeki ilk önduruşmada hazır bulundu.
Suçlamalar yüzüne karşı okundu
Halka açık duruşmada iddianamede yer alan hakkındaki suçlamalar yüzüne karşı okunan Thaçi, muhaliflerin işkenceden geçirilmesi ve öldürülmesi dahil 10 savaş suçu ve insanlığa karşı suç işleme ithamını reddetti.
"İddianame tümüyle temelsizdir" diyerek suçsuz olduğunu savunan eski Kosova Cumhurbaşkanı, 18 Kasım'da yeniden yargıç karşısına çıkacak.
Organ kaçakçılığı suçlamalarından bağımsız
Avukatı David Hooper, Thaçi hakkındaki suçlamaları kabul etmediklerini söylemenin yanısıra özel mahkemenin kuruluş amacının organ kaçakçılığı suçlarını incelemek olduğunu, ancak bu suçlamaların iddianamede yer almadığını hatırlattı.
Tutuksuz yargılanması talebi
Hooper, müvekkilinin mahkemeye gönüllü gelmesi ve kaçma şüphesi bulunmaması gerekçesiyle tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Savcılık ise delillerin ve mağdurların korunması, ayrıca şüphelinin kaçma ihtimaline karşı tutuklu yargılanmaya devam edilmesini istedi.
Suçlamalar neler?
Savcılar, Thaçi'yi 1998-99'da UÇK komutanı sıfatıyla Sırbistan'a karşı savaşırken yaklaşık 100 kişiyi öldürmekle itham ediyor.
Kosova Özel Mahkemesi Savcılığı tarafından hazırlanan 68 sayfalık iddianamede, eski Kosova Meclis Başkanı Kadri Veseli, UÇK Sözcüsü Yakup Krasniki ve UÇK yöneticilerinden Recep Selimi de suçlanıyor.
İddianamede Thaçi ve diğer sanıklar; yasadışı veya keyfi tutuklama, zalimane muamele, işkence ve cinayet gibi savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar ile işkence, cinayet, kişilerin zorla kaybedilmesi ve zulüm gibi diğer insanlık dışı eylemlerden sorumlu tutuluyor. Mağdurları Sırp, Roman ve Aşkaliler, Katolikler, Sırp yetkililer ve Sırplarla etkileşime girdikleri iddia edilen Arnavut siviller oluşturuyor.