St. Petersburg Pasteur Enstitüsü Direktörü Totolyan, sürü bağışıklığı üstüne yaptıkları bir çalışmaya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Araştırmaya katılanlar içinden seropozitif olanların (yani kanlarında antikor bulunanların) büyük bir kısmının, asemptomatik taşıyıcılar olduğunu gördük. Söz konusu kişileri henüz hasta olarak tanımlamıyoruz. Virüsle karşı karşıya gelmişler ve organizmaları da buna antikor üreterek tepki vermiş. (Araştırmaya katılanlar içinde) hasta olanların oranı çok küçük: çeşitli bölgelerde yüzde 0.1 ila 3-3.5 arasında değişiyor.”
Direktöre göre hastalığın hafif formunda ve asemptomatik seyrinde vücudun ne denli güçlü bir bağışıklık geliştirdiğini incelemek hâlâ gerekli.
‘Hastalığı şiddetli geçirmiş olanların kanında dahi antikor tespit edilemeyebiliyor’
Virüsle enfekte olup hastalığı orta veya şiddetli formda geçirenlerde bile, bağışıklık gelişmesine karşın kanda antikor tespit edilemeyen vakalarla karşılaştıklarını aktaran Totalyan, asemptomatik vakalarda bunun daha da yaygın ve tamamen normal bir durum olduğunu söyledi.
Totolyan sözlerine, hastalardaki antikor eksikliğinin virüse karşı bağışıklık gelişmediği anlamına gelmediğini de ekledi.
‘Kanda antikor saptanmaması bağışıklık gelişmediği anlamına gelmez’
St. Petersburg Pasteur Enstitüsü Direktörü açıklamalarına şöyle devam etti: “Hastalığı atlatmış olanların belirli bir bölümünde üç ay sonra antikor saptanmadığını farkettik. Fakat bu onların bağışıklık kazanmadığı anlamına gelmez, elimizdeki mevcut testlerle antikorların tespit edilemediği anlamına gelir. Aynı zamanda (kanlarında antikora rastlanmamasına rağmen) bu kişilerin hücresel bağışıklık geliştirdiklerine dair saptamalar yaptık. Ama bunlar yalnızca hastalığı atlatmış kişiler için geçerli.”
Rusya’da sürü bağışıklığı araştırmaları
Sürü bağışıklığı üzerine araştırmalar Rusya'nın 26 bölgesinde gerçekleştiriliyor. Çalışmanın ilk aşaması haziran ayında, ikincisi ise ağustos ayı sonlarında ve eylül ayı başlarında aynı örnekler üzerine yapıldı. Araştırmanın ikinci aşaması ise 19 bölgede yapıldı ve bunlardan dokuzunda bağışıklık geliştiren insanların sayısının 1.5-2 kat arttığı ve altısında değişmeden kaldığı şeklinde sonuç elde edildi.