Hem dünya genelinde hem de Türkiye’de yeni tip koronavirüs vakaları bir kez daha tırmanışa geçti. Son resmi rakamlara göre, Türkiye’de Kovid-19 hasta sayısı 350 bine ulaştı, günlük hasta sayısı ise 2 binin üzerine çıktı. Ülkenin salgın tablosuna ilişkin merak edilen soruları, Koç Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, RS FM’de yayınlanan Ali Çağatay’la Seyir Hali programında yanıtladı.
‘Maske, mesafe ve hijyen kuralı çok önemli’
Kovid-19 ile mücadelenin kontrol, tedavi ve aşı ile 3 koldan sürdürüldüğünü hatırlatan
Prof. Dr. Ergönül “Kontrol için maske, mesafe ve hijyen kuralı çok önemli. Uygun zamanlarda maske takmak, özellikle kapalı ortamlarda, kalabalık yerlerde, açık ortamlarda kalabalık varsa yine mesafelerin alınamadığı yerlerde mutlaka ve mutlaka maske takmak önemli... Örneğin toplu taşımalarda maske çok önemli. Ancak toplu taşıma kesinlikle kullanılmamalı diye bir sonuç çıkarılmamalı. Ben de yedi aydır kullanıyorum; maske takarak, mesafeye dikkat ederek bunu yapabiliyorum“ dedi.
‘Düğünler, partiler, bir araya gelmeler…’
Bulaşma odağının sosyalleşmeler olduğuna değinen Prof. Dr. Ergönül “Birtakım sosyalleşmelerde en çok bulaştığını görüyoruz. ’Gerek hastanede, gerek dışarıda en çok nasıl bulaşıyor?’ diye sorulursa, sosyalleşmelerde bulaşılıyor. Toplumda en çok düğünler, partiler ve bir araya gelmeler de insanlar maske takmazsa ve mesafeye dikkat etmezse bulaşıyor. Bunun yanı sıra ilk başta korkulan dışarıdan yemekler, paketler gibi cisimler insanları korkutuyordu. Onun daha az olduğunu söyleyebiliriz. Klimalar çok korkutuyordu bir dönem insanları, klimalarında korkutulduğu kadar bulaşma odağı olmadığını ifade edebiliriz. Her şeyden önce insanlar maskesiz mesafesiz sosyalleşmelerden çekinmelidirler. Bunun için de gereksiz sosyalleşme, gereksiz sokağa çıkmaktansa evde kalmak, evde kendilerine vakit geçirecek uğraşılar bulmak daha değerli ve daha önemli, bunu yapabilmeliler; özellikle de kış aylarında…” diye anlattı.
‘Kişinin vitamin miktarı düşükse yerine konmalı’
Vitamin takviyelerinin hastalığa karşı koruyuculuğu hakkındaki soru üzerine, vitaminlerin koruyucu etkisinin kesin olmadığı şeklinde yanıt veren Prof. Dr. Ergönül sözlerini şöyle sürdürdü:
“C vitamini D vitamini ve çinkonun koruyuculuğu kesin olarak gösterilmiş değil. Bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış olmasını bekleriz. Üçünün de mutlak yararını belirtecek çalışmalar yok. D vitamini düzeyi düşük olanlarda bu vitamin yerine konmalı. Siz sebze, meyveyi bol miktarda tüketiyorsanız C vitamini takviyesine ihtiyaç duymayabilirsiniz. Antalya’nın verimli köylerinde bol bol C vitamini tüketen kimselerin ek olarak C vitamini almasına gerek yok veya yine Antalya’da bol güneş alıyorsanız D vitaminine de gerek yok. Sabahın köründe işe gidip akşam güneş batınca işe dönen emekçilerde D vitamininin eksik olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. O tür takviyelerin elbette doktor gözetiminde olması gerekir. Fazla kullanımı da sorunlara yol açabilir.”
‘3 ay sonra hastalarda antikor düzeyleri düştüğü gözlemleniyor’
Prof. Dr. Ergönül “Hastalığı geçiren insanların antikor sayısında zamanla bir değişim gözleniyor mu?” sorusuna ise “Bağışıklık sistemi hastalığı geçirenlerde oluşan koruyucu bir mekanizmadır. Hastalığı geçirenlerde antikor düzeyi oluştuğunu zannediyorduk ama baktık ki kendi hastalarımızda, hasta olup yatmış kimseler çıkmışlar ve üç ay sonra antikor düzeyleri düşmüş, yok olmuş. Kabaca üç ay sonra bu bağışıklığın bazı insanlarda azaldığını söyleyebiliyoruz. Herkeste değil” diye cevap verdi.