Kuzey Kıbrıs halkı, beşinci cumhurbaşkanını seçti. Pazar günü gerçekleşen seçimleri, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) adayı Ersin Tatar kazandı. Tatar oyların yüzde 51,74’ünü; Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) ikinci turda desteğini alan Mustafa Akıncı ise yüzde 48,26’sını aldı. Tatar, seçim sonrası “Halkımızdan aldığım onay doğrultusunda kendi topraklarımıza, kendi devletimize ve Türkiye’mizin garantörlüğüne sahip çıkacağımı dünya kamuoyuna bir kez daha duyurmak istiyorum” açıklaması yaptı.
Peki, bu seçimler sonrası Kuzey Kıbrıs’ı neler bekliyor? Eski Büyükelçi Ertuğrul Kumcuoğlu seçim sonuçlarını Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Kumcuoğlu’na göre, tercihini “Türkiye’den yana” kullanan Kıbrıs Türk halkı için Cumhurbaşkanlığı seçimleri “bir dönüm noktası” oldu.
“Benim kanaatimce Kıbrıs’ta 18 Ekim önemli bir dönüm noktası olmuştur. Diğer önemli noktalar nedir: 1955’te Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kuruluşu, 1959 - 1960 antlaşmalarında Türkiye’nin Kıbrıs’ta elde ettiği güçlü zemin, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, 15 Kasım 1983 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması gibi önemli hadiseler geliyor. Bunu beşinci önemli dönüm noktası olarak ilave etmemiz gerekir çünkü seçimler çok hayati idi. Bu seçimler Kıbrıs halkı için çözüm arayışını Türkiyesiz mi Türkiyeli mi? götürmek gerektiği konusunda bir karar vermeleri gerekiyordu ve bu kararı verdiler. Bu iş Türkiyesiz olmaz dediler.”
‘Kıbrıs Türkünün refaha Türkiyesiz erişemeyeceği ortaya çıktı’
Kumcuoğlu ”Son günlerdeki gelişmelere baktığımız zaman Avrupa Birliği’nin herhangi bir derin inceleme ve müzakere yapmadan ‘Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ve Yunanistan bizim siyasi ortağımızdır’ tavrını görüyoruz. Biz onların pozisyonlarını haklı da olsa haksız da olsa destekleriz gibi tavırları karşısında Kıbrıs Türkünün mutluluk, refah, özgürlük ve bağımsızlığa Türkiyesiz erişemeyeceği ortaya çıkmıştır” diye devam etti.
‘Kuzey Kıbrıs Türkleri, birinci turda Türkiye’ye de mesaj verdi’
Kuzey Kıbrıs Türklerinin seçimdeki tercihlerinin herkese ders verdiğini söyleyen Kumcuoğlu “Geçen haftaki seçim katılımının hem KKTC tarihindeki en düşük seviyede olması, Ankara’ya bir mesajdı. Bu mesaj “Benim yanımda dur, bana destek ol, hoyratça yaklaşma’ mesajıydı. Ankara için dış politikanın ince bir zanaat olduğunu, uluslararası ilişkilerde hoyrat yaklaşmalarla çözüm bulunamayacağını gösterdi bu olay. Ankara’nın bence alması gereken ders budur. İşler, Kıbrıs halkına ve Kıbrıs halkının kimlik ve kişiliğine saygılı olunarak götürülmelidir. Ersin Tatar’ın ve arkadaşlarının da bu olayı iyi değerlendirmeleri gerekir. Seçmen, ‘Bak, sana çok küçük bir marjda bu imkanı veriyoruz. Ondan sonraki adımlarını çok dikkatli at, hata yapma, yaptığın her hata bu oranı yüzde 50’nin altına çekebilir’ demiştir. Ben bu mesajı seziyorum” dedi.
Seçimin ilk turunda katılım neden daha azdı?
CTP ve seçime katılan diğer partilerin de bu seçimden alacakları dersler olduğunu vurgulayan Kumcuoğlu, “CTP’ye halk ‘arkadaş sen bu Rum yanlısı tutumunu, Türkiye karşıtı duruşunu devam ettirirsen, yüzde 20’lerde donar kalırsın. Biz bu memleketin yönetiminde sana söz hakkı tanımayız’ mesajı vermiştir. İlk seçime baktığımızda, geçen haftaki sonuçlara baktığımızda, Akıncı ile CTP adayının oylarını üst üste koyduğunuzda yüzde 50’yi aşıyordu. Herkes bu haliyle Akıncı bu seçimi kazanıyor diye düşündü ama böyle olmadı. Sandığa gidenlerin sayısı arttı. Bu ne demektir? Geçen hafta oy kullanmayanlar belirli bir kırgınlıklarını ortaya koyma lüzumu hissederek sandığa gitmemişlerdir. Bu işin Türkiye ile birlikte gideceğine inanan bir milliyetçi kesimin Türkiye’nin bazı davranışlarından rahatsız olması sebebiyle bunu yaptığını düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı.
‘Atlantik İttifakı bizim Türk olduğumuzu unutmuyor, unutmayacak’
Kumcuoğlu “Dikkat etmek zorunda olduğumuz durum şudur: Biz son derece uygar düşünmek, son derece liberal düşünmek, son derece batılı kafayla düşünmek ihtiyacı ve yetisiyle Türk olduğumuzu unutabiliriz. Başka türlü düşünmeye gayret edebiliriz. Şunu unutmayalım ki Hristiyan Batı dünyası, özellikle Atlantik İttifakı bizim Türk olduğumuzu unutmuyor; unutmayacak. Onların bize sempati duyması son derece güçtür. Kıbrıs ilginç bir laboratuvardır. Annan Planı’ndan sonra, AB başta olmak üzere Atlantik eksen Kıbrıs Türklerine vaat ettikleri hiçbir şeyi yerine getirmezken, Kıbrıs’ta barışçıl bir çözüm için Türkiye’nin verdiği azami tavizlere rağmen Kıbrıs Rum Kesimi bu referanduma ‘hayır’ derken; aradan günler geçmeden AB’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ni birliğe alma kararı vermesi, Batı’nın çok büyük ayıbıdır. Bu bize ders olmalıdır” diye ekledi.