Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan, Türkiye Futbol Federasyonu'nun 17 Ekim'den itibaren başlayacak olan lig ve kupa müsabakalarında locaların yüzde 50 kapasitesi kadar seyirci alınması kararını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi
İlhan, vaka sayılarının ulaştığı noktalar sebebiyle bu tür sosyal aktiviteler için açılmanın daha erken olduğunu ve eğer açılırsa da kesinlikle çok dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
'Maçlar fiziksel mesafenin korunamayabileceği durumlar oluşturuyor'
Maçların seyircili oynanması konusunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Bilim Kurulu tavsiyesi doğrultusunda en azından ilk yarı için maçların seyircisiz oynanmasına devam edilmesi gerektiğini vurguladığını hatırlatan İlhan, şöyle konuştu:
Maçların sadece stadyum içerisinde değil, maç öncesinde kullanılması durumunda toplu taşımalarda da bir yoğunluğa yol açabileceğini belirten Prof. Dr. İlhan, “Toplu taşıma biliyorsunuz bulaşın en fazla olduğu yerlerden bir tanesi. Hatta iş saati ile denk gelebilecek zamanları da düşündüğümüzde burada oluşacak yoğunluk da yine riski artıracaktır. Tabii burada maça gidecek vatandaşlarımızın yine kendi imkanları ile gitmelerini, arabada en fazla 3 kişi olacak şekilde maske takmalarını ve cam açık şekilde seyahat etmelerini önermemiz gerekiyor. İstanbul için düşünelim, toplu taşıma sadece kara yolu ile sınırlı değil, vapur var, metrobüs var, büyükşehirlerin çoğunda metro var. Buralarda da bu riskin artmasına sebep olacağı için ben halihazırda geldiğimiz şu rakamlara baktığımızda yine Futbol Federasyonu’nun kararını gözden geçirmesi ve maçların seyircisiz oynanmaya devam etmesinin uygun olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
'Aynı locada bulunduğu bir kişide pozitiflik söz konusu olursa, kendisinin de 14 günü karantinada geçireceğini bilmesi gerekiyor'
Localarda yüzde 50 oranında seyirci alınması durumunda o locada yer alan herkesin eğer bir kişide pozitif çıkarsa temaslı listesine dahil edileceğini hatırlatan İlhan, "Burayı kapalı alan olarak kabul etmek gerekiyor. Zira neden, dediğim gibi insanlar bir arada oluyor ve yoğunlaşma çok fazla. Yani insanlar birbirleri ile temas halinde olacaklar burada. Heyecan olacak, gol atılacak, gol yenilecek. Çok güzel şeyler bunlar. Hepimiz maç seyretmeyi seviyoruz. Maç seyretmeyi çok özledik. Canlısını da özledik. Ama yani burada bir HES kodu taraması yapıldığında da insanların şuna dikkat etmesi gerekiyor; eğer o sırada aynı locada bulunduğu bir kişide pozitiflik söz konusu olur ise kendisinin de 14 günü karantinada geçireceğini bilmesi gerekiyor. Maçlara da bu şekilde düşünerek gitmesi gerekiyor. Ben alt liglerde bunu sağlamanın biraz güç olacağını düşünüyorum. Büyük liglerde de aynı şey geçerli. HES kodu pozitif çıktıktan sonra kişi temaslı muamelesi görecek ve 14 gün işinden gücünden olacak, bunu da iyi düşünmesi gerekiyor” dedi.
'Vatandaşlarımız mutlaka maske değiştireceklerini bilerek yanlarında yedek maske götürmeli'
Maçların yüksek tansiyon ve heyecanı beraberinde getiren bir aktivite olduğunu ve bu durumun da maske kullanımını riske atabileceğini belirten Prof. Dr. İlhan, “Ne kadar çok bağırarak çağırarak konuşursak, ne kadar çok heyecanlanırsak açıkçası sekresyonumuz daha çok oluyor. Sekresyon çok olunca da çevreye bulaş artıyor. Çevreye bulaşı engellemenin yolu da yine maske takmak. Ama maç süresi uzadıkça, bir de insanlar 1 buçuk saat orada bulunmuyor ki. 1-2 saat öncesinde gidiyor ve 3-4 saati buluyor. Maske çıkabilir, maskeler kullanılmayabilir o anın heyecanıyla. Veya bir başka konu maske takılması sırasında maske ıslanabilir bağırma, çağırma gibi heyecanlı süreçlerde. Burada tabii maske ıslandıysa vatandaşlarımızın mutlaka maske değiştireceklerini bilerek yanlarında yedek maske götürmeleri, stadyum yetkililerinin de maske dağıtımına hazırlıklı olmaları gerekiyor” açıklamasında bulundu.