“Sağlık Bakanlığı hastanelerine verdiğimiz malın bedelini 16 aydır tahsil edemiyoruz. Üniversite hastanelerine ise 3.5 yıldır verdiğimiz malın bedelini tahsil edemiyoruz. 2019 Yılının Temmuz ayında verdiğimiz malların bedelini tahsil henüz edemedik. Türkiye’de ortalama yıllık tıbbi cihaz ihtiyacı sağlık hizmetlerinin sunumunun gerçekleştirilebilmesi için 3.5 milyar dolar civarında para harcanıyor. Verdiğimiz malları dolar bazında vermiş olsaydık bugün bizim 27.5 milyar TL alacağımız olacaktı. Biz hammaddeyi de mamul maddeyi de sağlık hizmetlerinin sunumu gerçekleştirilebilmesi için döviz ile alıyoruz TL ile veriyoruz.
Devletin saymanlıkları ve il sağlık müdürlükleri şirketleri arayarak “geçen yıl sattığın maldan yüzde 25 indirim yap” diyor. Böyle bir şey bu zamana kadar hiç görülmüş bir şey değildi. Ancak 2017 yılında sayın Cumhurbaşkanı bir defaya mahsus olarak belirli bir feragat istedi. O zaman ben uygun olmadığını dile getirmiştim. Herkes feragat etmedi ama etmeyenlerin hala o tarihten alacakları var.
'Devlet bizden ne alıyorsa zaten ücretsiz alıyor'
Devlet bizden şuan ne alıyorsa zaten ücretsiz alıyor. Herhangi bir ödeme yapmıyor ki. Yurtdışına bazı devletlere ücretsiz hibe, tıbbi cihaz gönderildi. Devlet, Türkiye’de vatandaşa hibe cihaz dağıttı. Yerli üreticiden, yurtdışına ihracat yapması için 1’e 1 hibe aldı bizden. Kaç milyon adet ihracat yapacaksan o kadarını USAŞ adıyla kurulan kamu kuruluşuna ve sonradan devlet malzeme ofisine 1’e 1 bağışlarda bulunarak ihracatları gerçekleştirdik.
Daşçı ile Atilla Güner arasında bu sözler üzerine şu diyalog yaşandı:
AG: Yani aslında yurtdışına bağış yapan devlet değil sizsiniz. Sizden almış oraya vermiş.
MD: Resmiyette bizim adımız geçmediği için bizim böyle bir kelime kullanma yetkimiz yok.