AB Liderler Zirvesi'nin ilk gün toplantıları sonunda, dış politika konularını içeren sonuç bildirisi yayınlandı.
Bildiride, AB'nin, Doğu Akdeniz'deki istikrar ve güven ortamı ile Türkiye'yle iş birliği ve karşılıklı fayda edinmeye dayalı ilişki geliştirilmesinde çıkarı bulunduğu vurgulandı. Bunun için uluslararası hukuk ve AB üyelerinin egemen haklarına aykırı düşecek eylemlerden kaçınmanın mutlak gereklilik olduğu savunulan bildiride, Yunanistan ve Kıbrıs ile dayanışma vurgusu yinelendi.
Bildiride, Türkiye ile Yunanistan arasında güven artırıcı adımların, istikşafi görüşmelerin yeniden başlayacağına yönelik açıklamaların memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, Kıbrıs'ın egemenliğinin ihlal edildiği ileri sürüldü ve 'bunların durması gerektiği' kaydedildi.
Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırmalarının diyalog yoluyla ele alınması gerektiği belirtilen bildiride, Türkiye'ye 'Kıbrıs ile diyalog kurması' çağrısı yer aldı. Bildiride AB'nin, Kıbrıs müzakerelerinin BM himayesinde yeniden başlamasını desteklediği, 'Türkiye'den de bu yönde bir beklenti içinde' olduğu belirtildi.
Bildiride, Yunanistan ve Kıbrıs'a yönelik yasa dışı olduğu iddia edilen faaliyetlerin durması için yapıcı çabalar olması halinde, Türkiye-AB pozitif siyasi gündeminin başlatılması için AB liderlerinin mutabık olduğu ifade edildi.
Pozitif gündemde özel olarak Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, ticaretin kolaylaştırılması, halklar arasındaki temasın artırılması, yüksek düzeyli diyaloğun geliştirilmesi, 2016'daki Türkiye-AB açıklaması uyarınca göç konularında iş birliğinin devamına vurgu yapıldı.
Liderler, AB Konseyi ve AB Komisyonunu, AB-Türkiye gündemini yeniden canlandırmak için teklif geliştirmeye davet etti.
AB antlaşmalarına atıf
Bildiride Türkiye'nin, tek taraflı olduğu iddia edilen adımları atması halinde, AB'nin 'elindeki tüm enstrümanları ve seçenekleri kullanacağı', bunların AB Antlaşması'nın 29. maddesiyle AB'nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşma'nın 215. maddesi uyarınca yapılacağı ifadesi yer aldı.
215. madde, AB'nin üçüncü ülkelere tedbir uygulamasını içeriyor. 29. madde ise üye ülkelerin, ulusal politikalarını AB'nin tutumuyla uyumlu hale getirmesini öngörüyor.
Çok taraflı konferans çağrısı
Doğu Akdeniz konulu çok taraflı bir konferans çağrısı yapılan bildiride ayrıca, konferansın düzenlenmesi konusunda, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in çalışma yürütmesi istendi.
Konferansın modaliteleri, katılımcıları, çerçevesi ve takvimi üzerinde mutabakat ihtiyacı bulunduğu, konferansta deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, güvenlik, enerji, göç ve ekonomik iş birliği gibi konuların ele alınabileceği aktarıldı.
Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile Ermenistan'a ateşkes ve müzakere çağrısı yapılan bildiride, dış müdahalelerin, sorunun çözümüne katkı sağlamayacağı belirtildi. Rus muhalif Aleksey Navalnıy'nin zehirlendiği yönündeki iddiaya değinilen bildiride, 'kimyasal silah kullanımının uluslararası hukuk ihlali olduğu' ve 'Rusya'nın acilen uluslararası soruşturma için iş birliği yapması gerektiği' ifade edildi. AB Konseyi'nin 15-16 Ekim'deki toplantısında bu konunun yeniden ele alınacağı bildirildi.