Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yol açtığı ekonomik olumsuzlukları hafifletmek ve yaraları sarmak için devreye giren merkez bankaları, genişlemeci para politikalarını sürdürüyor. Son olarak eylül ayı toplantısında faizleri olduğu seviyede koruyan ABD Merkez Bankası (Fed), ekonominin pandemiden toparlanmasına yardımcı olmak için faizleri en azından 2023 yılına kadar sabit tutacağı mesajını verdi.
İyileşme için mali teşvikler ve parasal desteğin sürmesi gerektiğini dile getiren Fed Başkanı Jerome Powell, bankanın, ekonomik toparlanmayı desteklemek için tüm araçlarını kullanacağını taahhüt etti. Peki, para politikaları kadar mali teşviklerin de önem kazandığı bu dönemde merkez bankaları nasıl bir sınav verdi?
8 ayı geride kalan pandemi koşullarında en iyi politika kararlarını hangi banka aldı? Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, değişen koşullarda merkez bankalarının karnesini RS FM'de değerlendirdi.
‘Merkez bankaları her türlü kriz senaryosuna hazırlıklıdır’
Pandemi sonrasında oluşan dinamikleri yeni normaller olarak değerlendirmek ve bu yeni normallere adapte olmak gerektiğini ifade eden ekonomist Enver Erkan, merkez bankalarının her türlü risk ve kriz için senaryolara hazırlık yaptığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da dahil, tüm merkez bankalarının araştırma skalalarının çok geniş olduğunu belirten Erkan, "Her türlü politikanın getireceği yan etkiler, riskler var. Atacağınız her türlü adım, mekanizma içerisindeki tüm dişlileri aynı anda etkileyen bir durum yaratıyor. Merkez bankalarının işleyişleri de bu şekildedir. Ön plana neyi alacağız, bunun getirdiği yan etkiler yönetilebilir seviyede mi ve gerçekten buna ihtiyacımız var mı?" diye konuştu.
‘Salgın ekonomik etkilerine ilişkin henüz sonuç alma döneminde değiliz’
Ekonomisti Enver Erkan'a göre merkez bankalarının salgın döneminde başarılı bir sınav verip vermediğini değerlendirmek için henüz çok erken.
"Daha sonuç alma aşamasında değiliz" diyen Erkan, 2008 finansal krizinden çıkış aşamasının uzun sürdüğünü hatırlattı; bu krizin ise finansal sistemden değil dışsal etkilerden kaynaklanan bir kriz olduğunu ve ekonominin bütün paydaşlarını olumsuz etkilediğini işaret etti.
‘Avrupa Birliği'nin hantal hamleleri, birliğin geleceğini sorgulatan ayrışmalara yol açtı’
Pandeminin, merkez bankaları ve hükümetlerin koordineli şekilde çalışması gereken bir dönem olduğunun altını çizen Enver Erkan, "Bunu yapabildikleri ölçüde yaptılar. Ekonominin ya da mekanizmanın yapısına göre daha hantal ya da daha efektif şekilde işleyenler oldu" dedi.
Başarısız bir örnek olarak Avrupa Birliği'ni işaret eden Erkan, "AB, çok hantal bir şekilde işledi. 19 üyeli bir para birliği var, politika üretmek konusunda bağımsız olmadıkları, bazıları daha iyi bazıları daha kötü durumda oldukları için, birlik içinde, birliğin geleceğini de sorgulatan ayrışmalar oldu. Efektif bir şekilde müdahale edilemedi salgının ekonomik etkilerine" değerlendirmesini yaptı.
Salgından en fazla etkilenen, vaka sayıları ve can kaybında önde giden ABD'deki ekonomi politikalarını da değerlendiren Enver Erkan, Amerikalı karar alıcıların hiçbir limit koymadan yapılabilecek her türlü adımı attığını söyledi.
Trump yönetiminin de ekonominin krizden çıkışına yardımcı olmak, firmaların durumunu kurtarabilmek ve istihdamı geri getirebilmek amacıyla ortaya trilyon dolarlık ekonomi paketleri koyduğunu hatırlatan Erkan, buna karşın 'Henüz tünelin ucundaki ışık görünmedi' diyerek pandeminin gidişatına ilişkin uyardı.
Ekonomist Erkan, "Pandemi koşullarının içinden henüz çıkmış değiliz, salgının sonu gelmedi. Sonunun ne zaman geleceği de belli değil. Bu belki yıllar süren bir kriz olacak, artçı etkileriyle beraber; bunu da bilmiyoruz. Dolayısıyla fevkalade koşullar, fevkalade önlemlerin alınmasını gerektirdiği için bu dönemin etkilerini izlemeye devam edeceğiz" diye konuştu.