Ama aynı Amerika daha önce Kıbrıs Cumhuriyeti’ne uygulanan silah ambargosunu kaldırmıştı ve adanın güneyinde “Kara, Açık Denizler ve Liman Güvenliği Merkezi”ni kurmayı planladığını açıklamıştı.
Washington’ın bu tutarsız davranışları nasıl okunmalı?
“ABD çocuk kandırdığını zannediyor. Bir taraftan hem silah vereceksin hem ambargoyu kaldıracaksın, ve adeta onların silahlı harekat yapmasını teşvik edeceksin. Ondan sonra ortaya çıkıp “diplomatik girişimler kullanılmalıdır” diyeceksin. Kime diyorsun bunu? Türkiye’ye. Ama Türkiye diplomasiyi kullanmak istiyor, karşı taraf kullanmıyor. Amerika’nın yaptığı şu; sanki karşısında bir devlet yok, bir çocuk var ve onu kandırmaya çaılışıyor. Bu Türkiye’de hiç kimsenin kabul edebileceği bir üslup değildir.”
“Amerika Birleşik Devletleri, 11 Eylül 2001’de ikiz kuleleri ve Pentagon’a yapılan terör saldırılarından sonra küresel çapta hem deniz yolları ve limanlarının hem de hava ulaşım ve alanlarının güvenliği ile ilgili çok sıkı bir yığın önlemler aldırttı. Öyle ki, Amerika’ya yaklaşan ticaret gemilerinin belirli frekanslardan limanlara bilgi vermesi gerekiyor. Arkasından da bu bilgilere göre limana giriş müsaadesi veya yasağı getiriliyor. Aynı şekilde ABD’nin başını çektiği NATO, Doğu Akdeniz’de “Active Endeavour” diye yüzer gemilerden oluşan bir grup kurdu. Buraya NATO ülkeleri zaman zaman çeşitli gemilerini gönderiyor. Türkiye de göndermişti. Bununla da Süveyş kanalından çıkan gemilerden şüpheli olarak ihbar edilenlerde terörist var mı veya terörle bağlantısı olan silah, mühimmat vs. kaçırılıyor mu, bunlar kontrol ediliyor. Ancak Güney Kıbrıs Rum kesiminde adeta bir üs veya kontrol merkezi niteliğindeki yeni bir yapının tesis edileceği olayı çok farklı. Bunun 11 Eylül 2001 tarihli olaydan sonra alınan önlemlerle pek bağdaşmadığını düşünüyorum”.