Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, İtalyan basınında yer alan, 'Ermeni kadınları Azerbaycan sivillerine saldırıya hazırlanıyor' başlıklı haberi basın mensuplarına değerlendirdi.
Dün Eurasianews'de yer alan habere göre "Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın eşi Anna Hakobyan’ın Ermeni kadınları Azerbaycanlı sivillere karşı silahlı saldırı yaptırmaya hazırladığı" iddia edildi.
'Bakü ve Ankara ikiz kardeştir'
Haberi basından öğrendiğini belirten Topçu, "Bakü ve Ankara ikiz kardeştir. Birinin eline diken batsa diğeri yüreğinde hisseder. Bölgemizdeki her dinden, her ırktan insanların barış güvenlik ve refaha ihtiyacı var” açıklamasında bulundu.
Topçu, bugün aynı zamanda ASALA’nın 7 Ağustos 1982 tarihinde Esenboğa Havalimanı’nda gerçekleştirdiği eylemin yıldönümü olduğunu hatırlatarak, "Bugün 38 yıl önce yaşamış olduğumuz vahşetin yıl dönümü. Bu terör vahşetinde 7’si Türk, 1 ABD, 1 Alman vatandaşı olmak üzere 9 masum insan hayatını kaybetmiş,72 masum sivil insan da yaralanmıştı. Yüz yıl evvel doğumuzda, batımızda, güneyimizde kuzeyimizde, küresel emperyal güçlere taşeronluk yapanların torunları bugün de dedelerinin yolundan gidiyor, dedelerinin geçmişte yaptığı yanlışı yapıyorlar. Hükümet olanların bu saldırgan hukuksuz politikalarının ceremesini ise masum halkları ödüyor. Türk’e düşmanlık yapan kim olmuşsa tarih şahit ki kaybetmiştir” dedi.
'Gömülmek isteyeni gömer, dökülmek isteyeni dökeriz'
El-La Merkeziye Cemiyeti/Pontuscu-ENOSİS ve EOKA/Hınçak-Taşnak-Nemesis-Asala-PKK-YPG/DEAŞ ve FETÖ ve benzeri örgütlerin tamamının taşeron olduğunu söyleyen Topçu, "Dedelerini, Malazgirt, Kudüs, İstanbul, Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar’da, torunlarını ve onların maşalarını ise Kandil, Gabar, Cudi, Afrin ve İdlib’de kimini göme göme, kimini de Akdeniz’e döke döke bugünlere geldik. Bugün de isteyenle masada, isteyenle sahada buluşarak, konuşmak isteyenle konuşur, gömülmek isteyeni gömer, dökülmek isteyeni dökeriz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, sözlerine şöyle devam etti:
"Her dönem barış huzur ve refah temsilcisi olmuş, tarihin şahitliği ile her daim şehadeti, yaşama tercih etmiş bir millete düşmanlık yapmak, dünya barışının ve insanlığın geleceğinin üzerine benzin dökmek olur. Ateşi ise, maşayı tutan eli de yakar, kendi sırça köşklerine de sıçrar. Bizde bir söz vardır; ‘Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak!’ diye. Çünkü bu akıldan, uluslararası meşru hukuktan uzak mütecaviz tutumlar dedelerinin zamanında olduğu gibi evlerindeki bulgurlarından olmalarını sağlar. Biz barış adlı bir inanca mensup milletiz. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyen zaferler kazanmış bir atanın evlatlarıyız. Ve biz, her dem yeniden doğarız. Bizden kim usanası."