Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde 1.4 milyar dolarlık yatırımla kurulan ve yıllık 500 megavat güneş paneli üretim kapasitesine sahip olan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası törenle açıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kalyon Holding tarafından inşa edilen güneş paneli fabrikasının açılışında olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu belirtti. Türkiye'nin ilk ve tam entegre güneş paneli üretim tesisinin ülkeye, millete ve enerji sektörüne hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, bu üretim tesisini Türkiye'ye kazandıran Kalyon holding ve yöneticileri ile projeye destek veren bakanlıkları tebrik etti.
'Bunlar yan gelip yatarak olmadı, çalışarak oldu'
Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nin kendisi için farklı bir yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, organize Sanayi Bölgesi'nin temelini kendisinin attığını hatırlattı. "Bunlar tabii durarak olmadı, yan gelip yatarak olmadı, çalışarak oldu" diyen Erdoğan, bugün önemli bir yatırımın adımını attıklarını anlattı.
#Canlı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde "Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni"nde konuşuyor. https://t.co/eYnk202Vtu
— AA Canlı (@AACanli) August 19, 2020
Firma yetkilileri ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan tesisle ilgili önemli bilgiler aldıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kalyon Holding'in gerek teknoloji altyapısı gerekse vizyonu itibarıyla her açıdan gurur duyulacak bir tesisi ülkemize kazandırdığını görüyoruz. 400 milyon dolarlık bir yatırımla 100 bin metrekare kapalı alanda kurulan ve 1400 insanımıza istihdam imkanı sunan tesisimizin, ülkemizi güneş paneli sektöründe liderliğe taşıyacağına inanıyorum. Tabii yenilenebilir enerji olayı gerçekten bizler için çok ama çok çok önemli. Yıllık 500 megavatlık güneş paneli üretim kapasitesinin, özellikle yurt dışından gelen talepler neticesinde iki katına çıkarılacak olması da bu hedefe ulaşma noktasında önemli bir referanstır."
'Artık sadece üretmek, sadece ürettiğini iç piyasa ve yurt dışına satmak yetmiyor'
Erdoğan, firmaların dünyaya açılımında üretim ile beraber tasarımın, yenilikçiliğin de öne çıktığı bir dönemde yaşandığına işaret ederek "Artık sadece üretmek, sadece ürettiğini iç piyasa ve yurt dışına satmak yetmiyor. Şirketlerimizin üretim ile beraber inovasyona, araştırma geliştirme faaliyetlerine de ağırlık vermesi gerekiyor. Tesisimizin 100 mühendis ve araştırmacının çalışacağı modern bir araştırma geliştirme merkezi ile desteklenmiş olması bu bakımdan takdire şayandır" ifadelerini kullandı.
'Koronavirüs salgını halen kontrolümüz altında'
Erdoğan, dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs nedeniyle yatırımlar durmuşken Türkiye'nin özel sektörü ve kamu kurumlarıyla özgün bir yol izlediğini belirtti. Salgın sürecinde salgınla mücadelenin sekteye uğramadığını, başka ülkeler gibi yatırımları durdurma kararı almadıklarını belirten Erdoğan, "İnsanımızın sağlığından taviz vermeden, hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden, ekonomimizi yeniden büyüme trendine sokmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Dünya genelinde 800 bin insanın canına mal olan bir sağlık krizinin üstesinden gelmenin kolay olmadığına işaret eden Erdoğan, salgının sadece sosyal hayatı değil, üretimden ticarete, turizmden eğitime kadar günlük yaşantının her alanını etkilediğini ifade etti.
'Turizm sektörümüz toparlanmaya başladı'
Türkiye'nin zamanında aldığı tedbirler ve attığı kararlı adımlarla bu salgını en başarılı şekilde yöneten nadir ülkelerden birisi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Son dönemde vaka sayılarında kısmı bir artış yaşansa da salgın halen kontrolümüz altındadır. Hava yolu trafiğinin de kaybettiği ivmeyi tekrar yakaladığını görüyoruz. Rusya, Ukrayna ve Almanya gelen misafirlerimizin sayısının artmasıyla turizm sektörümüz toparlanmaya başladı. Keza haziranda sanayi üretimi, aylık ve yıllık bazda güçlü bir performans gösterdi. Yüzde 17.6'lık aylık üretim artışıyla dünyada en hızlı toparlanan ilk 5 ülkeden biri olduk. Sermaye ve ara malı kalemlerindeki çift haneye varan artışlar, yatırım talebi açısından da çok güçlü bir sinyaller veriyor. Yılın ilk 7 ayındaki yatırım talebi, salgın şartlarına rağmen, geçen senenin yüzde 28 üzerinde seyrediyor. Türkiye genelinde konut satışları 2020 Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 125 artarak tarihi bir rekora imza attı. Üretimin temel girdilerinden olan elektrik tüketimi verileri artış eğiliminde. Organize Sanayi Bölgelerimizdeki elektrik tüketimi, temmuz ayında, hazirana göre yüzde 7 daha fazla gerçekleşti. Yine ilk 7 ayda sanayi siciline 8 bin 266 işletme kaydoldu. Burada da geçen seneye göre yüzde 6'lık bir artış var. Ülkemiz kaynaklı olmayan bazı sıkıntılarla karşılaşsak da hamdolsun Türk ekonomisi salgın öncesi ivmesini tekrar yakalamış görünüyor. İnşallah bu tempoyu daha da artırmakta kararlıyız."
Her imtihanın aynı zamanda sunulmuş bir imkan olduğuna işaret eden Erdoğan, koronavirüs salgınıyla değişen küresel dinamiklerin Türkiye'nin önünde yeni kapıların aralanmasına, yeni fırsatların belirmesine vesile olduğunu söyledi.
'CHP'nin tek derdi IMF komiserlerine ülkeyi yeniden teslim etmek'
Bu süreçte kendilerine düşenin millete karamsarlık aşılayan muhalefete aldırmadan üretime, yatırıma devam etmek olduğunu söyleyen Erdoğan, ifadelerini şöyle sürdürdü:
"CHP zihniyetinin bizi esir almasına izin verirsek bu ülkeyi siyasette vesayete, sanayide ithalata, enerjide dışa bağımlılığa mahkum ederiz. Milletin mücadelesine destek olmak yerine takoz olan sığ bir muhalefet anlayışının ülkemize verebileceği hiçbir şey yoktur. Türkiye'nin kalkınmasına katkı yapmak varken sürekli ülkemizi karalayan, sağa sola Türkiye'yi şikayet eden bir muhalefet, bu ülkeye tamamen yabancılaşmış demektir. CHP'nin tek derdi otel lobilerinde gizlice buluştukları IMF komiserlerine ülkeyi yeniden teslim etmektir. İş dünyamızdan, tüm umudunu devletimizin tökezlemesine, Türk ekonomisinin yara almasına bağlamış muhterislere, kulak asmamasını özellikle rica ediyorum."
Tüm müteşebbislerin, Türkiye'nin potansiyeline inanmalarını, Türkiye'nin aydınlık geleceğine güvenmelerini isteyen Erdoğan, "Nasıl bugün her alanda dünden daha iyi bir yerdeysek inşallah yarın çok daha iyi bir konumda olacağız. 18 yılda nasıl Türkiye'nin çehresini değiştirdiysek yeni başarı hikayelerini de yine birlikte yazacağız. Bunu da son 18 yıldır olduğu gibi yine CHP'nin sorumsuz, vizyonsuz siyasetine rağmen başaracağız" diye konuştu.
'Enerjide de dışa bağımlı bir ülkenin siyasi bağımsızlığı tartışmalıdır'
Diplomasi, ekonomi, üretim ve sürdürebilir kalkınmada başarının temel şartının enerjide bağımlılığı en aza indirmek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Savunma sanayinde olduğu gibi enerjide de dışa bağımlı bir ülkenin siyasi bağımsızlığı tartışmalıdır. Enerjide dışa bağımlılık sadece cari denge açısından değil, aynı zamanda enerji güvenliği açısından da bir tehdit unsurudur. 'Güçlü enerji, bağımsız Türkiye' idealiyle 3 yıl önce Milli Enerji ve Maden Politikamızı hayata geçirdik. Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerjinin enerji sepetimizdeki payını artıracak yatırımlara hız verdik. 2019 yılında elektriğimizin yüzde 62'sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan ürettik. 2002 yılında yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimiz yüzde 26.3 iken, bu sayı 2019'da yüzde 48'e, bu yılın temmuz sonu itibariyle de yüzde 49.2'ye yükseldi. 2019 yılında güneş enerjisinden elde ettiğimiz elektrikle yaklaşık 4.1 milyon hanenin elektrik tüketimini karşıladık. 2002'de 12 bin 305 megavat olan yenilenebilir enerji kurulu gücümüz, 2020 Temmuz sonu itibariyle 46 bin 679 megavata çıktı. Daha önce termik santraller ve hidroelektrik santralleri Türkiye'nin baz yükünü karşılarken bugün rüzgardan, güneşten, jeotermal, biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade ediyoruz."
Güneş enerjisi kurulu gücünde Türkiye'nin dünyada onüçüncü, Avrupa'da yedinci sırada olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bugün güneşten elektrik üretimimiz toplam elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde 4'ünü oluşturuyor. Bu yıl ilk defa güneş ve rüzgar santrallerimizin toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 10'un üzerinde gerçekleşti. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı ve madenlerimizi yerli üretim, yerli Ar-Ge ve yerli insan kaynağı şartıyla yatırıma açıyoruz" diye konuştu.
'Ülkemize dayatılmaya çalışılan Sevr'e boyun eğmeyeceğiz'
Enerji arz kaynaklarını çeşitlendirirken eş zamanlı olarak hidrokarbon arama faaliyetlerine de hız kazandırdıklarını aktaran Erdoğan, "Akdeniz'deki hak ve hukukumuzu korumaya yönelik attığımız adımlar, enerji dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak için hayati öneme sahiptir. Burada bir hakikati tekrar altını çizerek ifade etmekte fayda görüyorum. Özellikle 'Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?' diye soran muhalefetin bu hususları iyi dinlemesini, iyi öğrenmesini istiyorum. Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'den Libya'ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü mücadele, sadece bir hak mücadelesi değil, bir istikbal mücadelesidir. Vatanımızı savunmak bizim için ne kadar önemliyse bugün mavi vatanı savunmak da aynı derecede önemlidir. Bir asır önce nasıl millet olarak Sevr'i yırtıp atmışsak bugün de Doğu Akdeniz'de ülkemize dayatılmaya çalışılan Sevr'e boyun eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Biz de bu müjdenin hayalleri, rüyası içindeyiz'
Cuma günü verecekleri müjde ile Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağını ifade eden Erdoğan, "İnşallah cuma günü tüm milletimize bir müjdeyi vermekle karşı karşıya olacağımızı tahmin ediyor ve buna inanıyorum. Biz de bu müjdenin hayalleri, rüyası içindeyiz. Cuma günü inşallah bu müjdeyi tüm milletimize vermek suretiyle Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağına da şimdiden inanıyorum. Şimdi açıklarsam bu işin heyecanı kaybolur, onun için açıklamamakta fayda var diye düşünüyorum" dedi.