Son bir haftada küresel piyasalarda altın, yurt içi piyasalarda Borsa İstanbul, Dolar/TL, Euro/TL ve gram altında sert dalgalanmalar yaşanıyor. Bir yanda rekor üzerine rekor kıran altın fiyatları, diğer yanda değer kaybeden Türk Lirası gözlerin piyasa hareketliliği ve para politikasına çevrilmesine neden oldu.
‘Lirada değer kaybına neden olan kırılganlıklar düşük TL faizleri ve aşırı kredi büyümesi’
Enver Erkan, TL'de yaşanan önemli değer kaybına ilişkin, küresel riskler dışında, Türkiye'ye özgü kırılganlık unsurlarını sıraladı.
Bunların başında düşük TL faizleri ve aşırı miktarda kredi büyümesinin geldiğini belirten Erkan, bu oynaklığı kontrol altına almak ve liraya istikrar kazandırmak amacıyla 'sıkılaştırıcı' para politikasının benimsendiğini söyledi.
Erkan "Salgın döneminde likidite koşullarının iyice gevşetilmesiyle, kredi büyümesinin teşvik edilmesiyle oluşan genişleyici duruş, biraz değişime uğramış durumda. Sağlanan fazla likidite-ucuz likidite geri çekiliyor, normalleştiriliyor" diye konuştu.
Kredi büyümesi tarafında frene basıldığını belirten Ekonomist Enver Erkan, "Kredi büyümesini destekleyici yaklaşımın terk edilmesi, büyümede frene basılması anlamına geliyor. Yani şu an büyüme-fiyat istikrarı önceliklendirmesinde, fiyat istikrarı ön plana konuluyor" değerlendirmesini yaptı.
Erkan, BDDK'nın aktif rasyosu hedefini aşağı doğru çekmesiyle bankaların kredi verme konusunda daha yavaş davranacaklarını, krediye erişimin daha zor ve sınırlı olacağını söyledi.
Bankaların sermayelerini korumaları neden önemli?
Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, kredi kullanımındaki artışın geri ödemelere olumsuz yansıyabileceğine ilişkin de uyardı.
Bankaların, kredileri batırmamak gibi bir yükümlülükleri olduğunun altını çizen Erkan, 2008 küresel ekonomik krizi işaret etti:
"Bu kadar büyüyen, artan kredilerin geri ödemesi anlamında, özellikle de değişen döviz profili çerçevesinde, bazı sıkıntılar söz konusu. Bankaların bu noktada sermaye sıkıntısı yaşamaması gerekiyor. Bu kredileri batırmamak gibi de bir yükümlülükleri var. Bu işin bir bankacılık krizine dönüşmesi en az istenen konu olur. Dünya bankacılık sisteminin 2008 finansal krizinden alması gereken çok dersler var. Oradaki fırtına 100-150 yıllık Amerikan bankalarını götürmüştü. Dolayısıyla Türk bankalarının sermayelerini koruyan bir noktada olabilmeleri çok önemli."