Emekli olan ve Rusya'nın başkenti Moskova'nın 1300 kilometre güneyindeki Verkhnee Buu kasabasına yerleşen Boris Prokoşev, Beyrut'taki patlamayı, kendisine gönderilen bir e-posta sayesinde öğrendiğini söyledi.
MV Rhosus ile yaptığı yolculuğun ücretini hiçbir zaman alamadığını vurgulayan 70 yaşındaki Prokoşev, “Mesajı görünce paramı göndermiş olabileceklerini düşündüm” dedi.
‘Lübnan’ın Hiroşiması’ olarak adlandırılan olayda, Salı günü Beyrut Limanı’ndaki bir depoda altı yıldır saklanan 2 bin 750 ton amonyum nitrat patladı. Bölgeyi enkaza çeviren patlama sonucu en az 154 kişi yaşamını yitirdi, 5 binden fazla kişi yaralandı.
Ancak söz konusu tehlikeli amonyum nitrat kargosu Lübnan'a götürülmesi planlanmıyordu. Gürcistan'ın Batum limanından yola çıkan MV Rhosus'un Mozambik'in Beira limanına gitmesi gerekiyordu.
Ancak geminin sahibi Rusya doğumlu İgor Greşukin, borçlarını ödeyebilmek ve Lübnan'da ekstra para kazanmak için rotayı uzattı. Kıbrıs’ta ikamet eden Greşukin, gemiyi 2012 yılında yerel bir iş insanı olan Charalambos Manoli'den aldı. Greşukin’in, Interpol'ün Lübnan ofisinin talebi doğrultusunda sorgulandığı ancak gözaltına alınmadığını belirtildi.
Türkiye’den gemiye katıldı
Boris Prokoşev, kendinden önceki mürettebatın ödeme yapılmaması üzerine işi bırakmasının ardından, Türkiye'de 2013 yılında MV Rhosus'a katıldığını söyledi. Prokoşev, Greşukin’e tehlikeli kargoyu Gürcistan'dan Mozambik'e taşıması için 1 milyon dolar verildiğini de belirtti.
Söz konusu kimyasal madde, Portekizli patlayıcı şirketi Moura Silva e Filhos'un hisselerinin çoğunluğunun sahibi olduğu 'Fábrica de Explosivos de Moçambique' adlı şirkete teslim edilecekti.
Mahsur kaldılar, avukat tutmak için geminin yakıtını sattılar
Bu sırada göçmen kısıtlamaları nedeniyle Boris Prokoşev, mürettebattan üç kişiyle birlikte gemide kalmaya zorlandı. Gemide 11 ay boyunca mahsur kaldıklarını belirten Prokoşev, bu sırada gıda başta olmak üzere tüm stoklarının tükendiğini, Greşukin’in de ücretlerini ve limana olan borcu ödemeden kendilerini yüzüstü bıraktığını anlattı.
Prokoşev, bir noktada avukat tutabilmek için gemideki yakıtın bir kısmını sattıklarını ve mürettebatın mahkeme kararıyla 2014'te serbest kaldığını söyledi. Mahkeme kararında ‘kargonun arz ettiği tehlikeye’ de dikkat çekildi.
Gemi battı mı, limanda mıydı?
Bunun üzerine kargo, altı yıl boyunca tutulacağı söz konusu depoya nakledildiği ve gemi de aynı yıl Ukrayna'ya geri döndü.
Prokoşev, onlar terk ettikten birkaç yıl sonra geminin battığını söylerken, gövdede küçük bir delik olduğunu ve zaman zaman mürettebatın suyu pompaladığını hatırlattı. Ancak Charalambos Manoli, geminin hâlâ Beyrut’ta demirli olduğunu ve salı günkü patlamanın ardından battığını savunuyor.
'İşin bu hale gelmesinin sorumlusu Lübnan'
Patlamanın ardından Lübnanlı yetkililere yöneltilen eleştirileri anladığını vurgulayan Boris Prokoşev, “İnsanların ölmesi çok kötü, bununla hiç ilgileri yoktu. Fark ettim ki işin bu hale gelmesinin sorumlusu Lübnan hükümeti” ifadelerini kullandı.