Fotoğrafın Tamamı programına konuşan Prof. Dr. Yalçın Karatepe, MB’nın döviz cinsinden zorunlu karşılıkları arttırma kararını şöyle yorumladı:
'Merkez Bankası piyasadaki parayı çekiyor'
“Bir banka 100 dolar mevduat toplarsa, bunun 22 dolarını Merkez Bankası’nda tutmak zorunda. Bunun anlamı, 9.2 Milyar doları Merkez Bankası’na yatıracaklar. Bankaların bu parayı bulması gerek. Ya gidip dışarıda borçlanacaklar, ya da swap veya rezerv opsiyon mekanizmalarını kullanacaklar. Onları almak için de TCMB’ye Türk Lirası verecekler. 63 Milyar TL vermeleri gerek hesabıma göre. Piyasadan TL çekmektir bu aslında ve Merkez Bankası patlayan kredileri hafifletmek için uğraşıyor.”
'At yarışı oynayanlar Borsa'ya girenlerden daha bilgili'
Karatepe, Borsa’da yüz binlerce yeni küçük yatırımcı hesabı açıldığını hatırlatırken, yatırımcının bilmeden bu işlere girdiği uyarısını yaptı.
“Küçük yatırımcı ben bu şirketin gelecekteki karına yatırım yapıyorum demiyor. Aldığım hisseyi yarın daha yüksekten satarım kar ederim diye düşünüyor. At yarışı oynayanlar, atın ailesini dedesini, seyisini, veterinerini bilir, kumda nasıl çimde nasıl koşar bilir. Bunların hepsi veridir ve kuponu ona göre yaparlar. Oysa son dönemde borsaya girenler, aldıkları şirketlerin borsa ticker’ındaki kısaltmalarını bile bilmiyor.”
'İstanbul Sözleşmesi geçerken Avrupa'nın yıldızıydık'
İstanbul Sözleşmesi'nin mimarlarından İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı ve Dört dönem CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan ise, sözleşmenin imzalandığı dönemde (2006-08) Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin yıldızının Türkiye olduğunu hatırlattı. “En önemli isimlerden biri şimdiki Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşuoğlu Göç Komitesi’nin Başkanı’ydı. Her İstanbul Sözleşmesi dendiğinde dönüp Türkiye sıralarına bakarlardı. Bizim için onur kaynağıydı. Türkiye simge ülkeydi. Ev içi şiddetin suç olduğunu vurgulamak için yapıldı bu sözleşme” dedi.
'AYM'nin hızla yürütmeyi durdurma kararı vermesi lazım'
Avukat Uğur Poyraz ise CHP’nin AYM’ye götürdüğü çoklu baro yasasını yorumladı. Hukukun süpermarket olmadığını, rekabetin yasalar ve uygulamalarla iyileşme yaratacağını söyleyen Poyraz şöyle devam etti:
“80 Baro Başkanı’nın, içindeki AK Parti’ye yakın çok sayıda avukat hatta ben iddia ediyorum hukukçu AK Parti Milletvekilleri bile ‘olmaz böyle şey’ diyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu yasanın yürütmesini hızlı bir şekilde durdurması lazım aksi takdirde Ekim’deki seçimleri yapacağız ve mevcut yasayla yapılacak. Bu sistem mevcudu geriye götürür. Çoklu baro dediler, kimse 2000 imzayı bulup alternatif baro kuramıyor.”
'Biden'ın dış politika ekibi, Obama'nın eski kurmayları'
Middle East Institute Türkiye Analisti Gönül Tol da koronavirüs etkisi altında gidilecek ABD seçimleri öncesi Demokratların adayı Joe Biden’ın önde gittiğini anlattı. Trump’ın yine de her durumda kazanmak için çalışacağını vurguladı. Tol şöyle konuştu:
“Biden ekibinin A Takımı Obama’nın kurmaylarından. Özellikle Suriye konusunda sorun yaşamış bir ekip. Bu nedenle Biden kazanırsa Türkiye-ABD arasındaki sıkıntıların katlanacağını düşünüyorum. Bu ekip, Türkiye’nin güvenilir bir müttefik olmadığını düşünüyor. Yine Biden, Rusya konusunda çok daha agresif olacağını söylüyor. Bu da Türkiye’nin S-400 konusundaki duruşunu zorlayacak. Çok net bir aksiyon bekleyecekler. Suriye konusunda ise çok daha aktif olacaklar. Kürtlerle diyaloğu arttıracaklar”