Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması kararı sonrası gündeme gelen konularla ilgili açıklamada bulundu.
Danıştay Onuncu Daire Başkanlığı'nın 2020/2595 nolu kararının ardından Cumhurbaşkanlığının 2729 nolu kararıyla Ayasofya’nın yeniden cami statüsüne alınarak Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilmesiyle birlikte kamuoyunda gündeme gelen bazı sorular üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu 13.07.2020 tarihinde toplanarak konuyu değerlendirdiği belirtilerek şöyle denildi:
- İstanbul’un fethiyle birlikte Fatih Sultan Mehmed tarafından ebedî olarak camiye dönüştürülerek vakıf haline getirilen Ayasofya, İstanbul’un en kadim camilerinden biridir.
'Resimler, burada kılınacak namazların sıhhatine engel değil'
- Hz. Peygamber’in müjdelediği İstanbul fethinin sembolü haline gelen Ayasofya’nın vakıf senedinde geçtiği üzere var olan cami niteliğinin tekrar kazandırılarak yeniden ibadete açılması hukukun bir gereğidir.
- Ayasofya-yı Kebir Camii Şerifi’nin yeniden ibadete açılması yönündeki büyük özlemin gerçekleşmesi milletimizde ve tüm İslam dünyasında coşkulu bir heyecan ve sevinç meydana getirmiştir. Bu uğurda emeği olanları bütün Müslümanlar daima minnet, şükran ve dualarla yâd edecektir.
- Ayasofya Camii’nde bulunan resimler, burada kılınacak namazların sıhhatine engel değildir. Bununla birlikte Müslümanların namazlarını huşû içerisinde eda etmelerini sağlamak için uygun yöntemler kullanılmak suretiyle namaz vakitlerinde söz konusu resimler perdelenmeli veya karartılmalıdır.
'Ziyaretçiler cami adabına riayet etmeli'
- İnsanlığın kültürel birikimi ve tarihsel mirası açısından büyük bir değeri haiz bulunan Ayasofya Camii’nin ibadet vakitleri dışında ziyarete açık tutulmasında dini açıdan herhangi bir engel bulunmamaktadır.
- Ziyaretçilerin cami adabına riayet etmeleri ve mabedin mehabetine uygun davranmaları konusunda gerekli tedbirler alınmalıdır.
- İslam dini camilerin maddî-manevi imar ve ihyasını tüm Müslümanlara bir vazife olarak yüklemiştir (Tevbe, 9/18). Mabedlerin maddi imarı; yapımı, tamiri ve temizliğinin temini iken manevi ihyası ise Allah’ın evi olduğu bilinciyle orada sadece Allah’a ibadet edilmesi (Cin, 72/18), camilerin cemaatle doldurulması ve toplumsal fonksiyonlarının canlı tutulmasıyla mümkündür. Bu itibarla ecdadımızın bize miras bıraktığı Ayasofya-yı Kebir Camii Şerifi’ni, diğer camiler gibi maddi ve manevi yönden ihya etmek tüm Müslümanların ortak görevidir.