Fotoğrafın Tamamı programına katılan Mimarlık Tarihçisi ve Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sedat Bornovalı, Ayasofya’nın dünya sanatındaki önemli yerine değindi.
'Fatih, tavandaki insan figürlerini bile kapatmadı'
Dr. Sedat Bornovalı, “Karar Fatih Sultan Mehmet’in iradesine dayanıyor, o zaman onun hiçbir zaman hiçbir şekilde zarar verilmemesi konusundaki vakfiyesindeki ve hikayelerdeki iradesine de uymamız gerekir” dedi ve ekledi.
“Kültür varlıklarına aşık olmanın yolu Ayasofya’dan geçer. Fatih Sultan Mehmet, ibadet hizasında, göz hizasında olan bazı simgelerin, onların da tamamı değil, mesela haçın bile hepsini değil iki kolunun kaldırılmasını istemiştir, onun dışında minimum müdahale istemiştir. İnsan figürleri de buna dahil. Dolayısıyla, Fatih Sultan Mehmet’in yaptıklarından başka bir şey yapmazsak, en gelenekçi ve en doğru tutum olacaktır. Yere halı yayılacak diye Ayasofya zarar görmez. Sonuçta, bütün görüntülerin ibadet sırasında bile muhafaza edilmesi gerekir ki, Fatih de bunu istemiştir çünkü ibadette onları görmeniz mümkün değildir. Diyanet saatleri ayarlayarak, gece ziyaretlerine açarak turist trafiğini de yönetecektir diye düşünüyorum. Perdeler vs Fatih’in yapmadığı şeylerdir, tarih uydurmamız doğru olmaz”.
Ekonomist Kocabalkan: Orta vadede herkes sorunun farkında
Ekonomist Dr. Artunç Kocabalkan ise Borsa’daki çılgın yükselişin ardından gerçeklerle yüzleşme zamanının yaklaştığını vurguladı. “Türkiye, Trump’a çok fazla bel bağlamış durumda. Çin’in tedarik zincirindeki yerini almaya çok bel bağlamış durumda. Orta vadede, uzun vadede sorunları herkes biliyor ve kimse de bir şey yapmıyor. Sadece swap line’lar üzerinden birşey yapılır, şapkadan bir tavşan çıkar beklentisi var. Ama Eylül Ekim gibi tablo bu kadar iyimser olmayabilir” dedi.
Sezer: Serraj, Fransa ve Rusya ile de görüşüyor, normaldir
Al Watiyya Üssüne yapılan saldırı sonrasında Libya’da artık masanın kurulmasının kaçınılmaz hale geldiğine dikkat çeken Rusya İlişkileri Uzmanı Aydın Sezer ise Türkiye’nin UMH ve Serraj konusunda kendini kısıtladığını vurguladı.
“Serraj ve UMH’yi hukuken resmi hükümet yapan karar BM’de Rusya ve Fransa’nın desteğiyle alındı. Türkiye bunu unutmamalı, nitekim Türkiye bölgede Fransa ve Rusya ile sertleşirken, Serraj ve hükümeti aynı anda Fransa ve Rusya ile de görüşmeler yapabiliyor. ABD de Türkiye’ye tam destek veriyor diyemeyiz. Trump’un gözünde Hafter, cihatçılara karşı mücadele veren bir adam. ABD, Rusya’nın Libya’da artan etkisini kırmak için Türkiye ile bir şey deniyor. Bunu Suriye’de de yapıyor. PYD uzantılarını Iraklı Kürt gruplarla barıştırıyor, Kıbrıs Rum kesimine askeri destek sözü veriyor. Bizim ABD ile iş yapmamız belki konjontürel, belki Rusya ile müzakerede güçlenmek için. Ama ABD’nin Libya’da bize ihtiyacı yok. BM Daimi Temsilcisi Stephanie Powers aracılığıyla zaten bilfiil orada.”
Dizi eleştirmeni Şen: Diriliş Osman değil, Diriliş Orman
Medyaradar.com yazarı ve dizi eleştirmeni Murat Tolga Şen ise TV piyasasının artık küçük bir grubun birbirine destek verdiği dar bir üretim hattına dönüştüğünü anlattı. Şen çok çarpıcı birkaç örnek de verdi:
“Fox TV’ye neredeyse aynı diziyi iki kere satmışlar. Sen Çal Kapımı ve Bay Yanlış neredeyse birebir aynı senaryolar. Fakir Kızlar, aşırı yakışıklı zengin genç erkeklerle tanışır. Erkekler de ailelerine kendilerini ‘uslanmış göstermek’ için yalancıktan bu kızlarla bir anlaşma yapar ve sevgili rolü oynarlar. İnsan neredeyse herkesin böyle hileli hurdalı aşk yaşadığı hissine kapılıyor. Ama neden? Prodüksiyon şirketleri ve kanallar arasındaki körler sağırlar birbirini ağırlar ilişkisi bu boyuta geldi. Bir benzeri Çatı Katı Aşk da neredeyse aynı. Onda bir nebze daha Erler Film havasında, mahalle hissi alıyorsunuz ama hepsi aynı. Tarihi dizilerde de sorun var. Daralan bütçe ve pandemi nedeniyle Diriliş Osman dizisi altı bölümdür Ormanda habire dövüşerek geçiyor, neredeyse Robin Hood ve Sherwood Savaşçıları gibi. Ben ona Diriliş Osman değil, Diriliş Orman diyorum”