Türkiye’deki fay haritasının son olarak 2011 yılında çizildiğini dile getiren Sözbilir, bu haritaların 10 yıl arayla yenilenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bilimsel çalışmalarla birlikte sürekli yeni faylar çizildiğini söyleyen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yeni fayların yeni deprem ürettiğini belirterek, “Yeni fayları çizip deprem tehlike analizinde değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’de resmi anlamda 485 tane fay var. Fakat son 10 yılda belki de 100’ün üzerinde fay eklendi. Denizdeki faylar da bu haritaya ekli değil. Hepsini eklediğimizde Türkiye’de yaklaşık bin fay olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
'Manisa depremlerinin İzmir'e doğru göçü devam ediyor'
Ege bölgesindeki depremlere dikkati çeken profesör, buradaki sismik kaynağın yaklaşık 10 kat arttığını kaydetti.
Sözbilir şöyle konuştu:
“Manisa depremlerinin İzmir’e doğru göçü devam ediyor. 22 Ocak’ta Akhisar’da başlayan deprem fırtınası beş aylık bir sürede 6 binin üzerinde artçı deprem ürettikten sonra 26 Haziran’da 5.5 büyüklüğündeki Gölmarmara depremiyle güneye doğru göç etmişti. Burada Ozanca fayı ve Gölmarmara fayı tarafından üretilen 5.5 büyüklüğündeki ana şok ve artçı depremlerden sonra 1 Temmuz’dan itibaren Manisa fayı ucundaki tali faylar tetiklendi.”
‘Dikkatle izlenmeli’
Sözbilir, Çobanisa’nın güneyinde 1 Temmuz’dan itibaren oluşan ve büyüklüğü 3.7’ye varan depremlerin diri fay sınıfında değerlendirilmeyen ve deprem beklenmeyen faylar üzerinde gerçekleştiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
“Manisa fayının doğu ucundaki yükselen blokta yer alan bu faylar Sancaklıkayadibi ve Sancaklıbozkoy fayı olarak bilinir. 10 kilometre uzunluğunda olan bu faylar bir bütün olarak kırıldığında 6 büyüklüğündeki depremlere neden olabilir. Bu nedenle Manisa fayı doğu ucunda gerçekleşen bu depremlerin dikkatlice izlenmesinde yarar vardır.”
‘İzmir de etkilenir’
Fayı olmayan illerin deprem açısından daha şanslı olduğunu kaydeden Sözbilir, yerleşim yerlerinin üzerinden fay geçmesi halinde riskin arttığını belirtti. 1 Temmuz’da depreme neden olan fayın 6 büyüklüğünde bir sarsıntı üretmesi halinde Manisa’nın da İzmir’in de olumsuz etkileneceğini anlatan Prof. Dr. Sözbilir, şöyle devam etti:
“Bu fay aynı zamanda çok büyük Manisa fayına bağlı. Geçmişte çok önemli bulunmayıp çizilmemiş olabilir ama şu anda deprem üretme potansiyeli olduğu ortaya çıktı. Uzunluğu da biliniyor. Haritaya işlemek gerekir. Devlet yetkilileri harekete geçmeli. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Deprem Daire Başkanlığı ve üniversiteler birleşerek çalışmalı. Türkiye’de yaklaşık 50 kişi bu fayları çizip haritalara geçirtebilir.”