İran resmi ajansı IRNA'ya konuşan İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, nükleer tesiste zarar gören çelik konstrüksiyon inşaatının yerine, daha gelişmiş ekipmanlarla daha büyük bir yer yapacaklarını bildirdi.
Olayın ardından öncelikli hedeflerinin, can kaybı olup olmadığını ve hasarın boyutunu öğrenmek olduğunu aktaran Kemalvendi, "İlk merhalede can kaybının olmadığını ancak dikkate değer mali hasarın meydana geldiğini tespit ettik" dedi.
The accident at the Natanz nuclear complex in central Iran happened on July 2, but caused no casualties or radioactive pollution, according to the Islamic republic's nuclear body. Details ➡️ https://t.co/z2xActkDKS @AFPgraphics https://t.co/5m74P17NcK
— AFP Mideast & North Africa (@AFP_MENA) July 6, 2020
Olayın meydana geldiği yerin inşaatına 2013'te başlandığını, burada gelişmiş makinelerin montajının yapılacağını ancak nükleer anlaşma nedeniyle tamamlanmadığını anlatan Kemalvendi, "Burada gelişmiş santrifüj cihazının üretilmesi planlanıyordu. Olayın olduğu yerde ölçme cihazları ve hassas malzemeler bulunuyordu. Olay nedeniyle bu malzemelerden bazıları imha oldu, bazıları da hasar gördü. Olayın boyutu çok küçük de olsaydı hassas olmaları nedeniyle cihazlar kullanılamaz hale gelirdi" değerlendirmesini yaptı.
Kemalvendi, olayın meydana geldiği alanın, ABD'nin nükleer anlaşmadan ayrılmasının ardından Ali Hamaney'nin emriyle aktif hale getirildiğini belirterek "Bu olay orta vadede yeni teknoloji makinelerin üretiminde ve geliştirilmesinde yavaşlama oluşturabilir fakat İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmasında hiçbir aksaklık ve duraklama meydana getirmez" diye konuştu.
Basına yansıyan görüntülere göre perşembe günü İsfahan'daki Natanz Nükleer Tesisi'nin çelik konstrüksiyon inşaatında hasar oluşmuştu. Yetkililer, tesiste bir kaza mı yoksa saldırı mı olduğu konusunda bir açıklama yapmazken olayın İsrail'in sabotajı olabileceği iddia edilmişti.
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sözcüsü Keyvan Hüsrevi ise dün yaptığı açıklamada, tesiste meydana gelen olayın nedeninin tespit edildiğini ancak ‘güvenlik gerekçesiyle uygun zamanda’ açıklanacağını söylemişti.