Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat'a konuşan AK Partili Ünal, 'yeşil küre' uygulamasıyla ilgili olarak, "40 günlük bir çalışmaydı, bitti. Amacımız dezenformasyonu, hakareti, küfrü görünür kılmaktı. Bence yeşil küreye teşekkür etmeliler. Yeşil küre hepsini görünür kıldı" ifadelerini kullandı.
Ünal, "'Mahir Ünal sosyal medyayı düzenlemeye çalıştı’ iddiası doğru değil, tüm amacım farkındalık yaratmaktı" ifadesini kullandı.
Diğer yandan Z kuşağının tamamen dijital ortamda olması, diğer kuşaklarda da bu oranın artması, siyasi partilerin seçmene ulaşma yöntemlerini değiştirmesine yol açıyor. AK Parti Dijital Medya Takip Sistemi’nde hem sosyal ağlardaki popüler konular/talepler belirleniyor, hem de oluşturulan stüdyo ile siyasetçilerden içerik oluşturması isteniyor. Belli ki önümüzdeki süreçte siyasetçiler, televizyonlardan daha çok dijital dünyadaki yayınlarda seçmenin karşısına çıkacaklar" ifadesini kullandı.
'WhatsApp eşimle tartışmalarımı biliyor'
Fırat yazısına şöyle devam etti:
"Mahir Ünal, madde madde yapılması gerekenleri anlatırken karşı karşıya olunan tehlikeyi de örnekleri ile sıraladı: Google benim geçtiğimiz 15 yıl üzerinden yaptığım aramaların verisine sahip. Benimle ilgili benim bilmediğimi biliyor. WhatsApp benim eşimle tartışmalarımı biliyor. Instagram’da hangi resmin üzerinde kaç saniye kaldığım bilgisine sahipler. Bu insan beyninin hack’lenmesi gibi bir şey.
Bu nedenle gerekli hukuki adımların atılmasının önemine dikkat çeken Mahir Ünal, Twitter’ın Almanya ve Fransa’nın egemenlik hakkını kabul ettiğini hatırlattı. Böylece Alman yasalarının Twitter tarafından kabul edildiğini hatırlatan Ünal, Twitter’a seslendi: 'Biz de diyoruz ki, ‘Kardeşim, gel bizim muhatabımız ol. 55 milyon vatandaşımız senin kullanıcın! Yasal yükümlülüğü olan temsilcilik aç, bizim muhatabımız ol.'"
'Türkiye, siber bir kıta sahanlığı oluşturmalı'
Siber kıta sahanlığı konusuna da değinen Ünal, şunları söyledi:
"Türkiye hava sahası ve deniz kıta sahanlığı gibi siber bir kıta sahanlığı oluşturmalıdır. Türkiye bir karar aşamasındadır. Bir yol haritası ile milli ve yerli teknolojilerle siber vatanı korumalı. Kendi verisini bir hammadde olarak gören, buna uygun içerik üreten bir toplum olmalıdır. Aksi halde zihinleri veri sömürgeciliğinin bağımlısı olmuş gençler ortaya çıkacaktır.
Sosyal ağlarda vatandaşların haklarının, özel hayatın, kişisel verilerin, kimliğin ve değerlerin, siber sınırların, siber egemenliğin korunması gerekiyor. Bunun için gerekli hukuki çalışmalar başlatılmalıdır.
Avrupa ülkeleri, dijital ağlarda dezenformasyon ve terörle mücadele ediyor. Türkiye’de sosyal medyayı terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edecek şekilde nefret, tehdit, taciz, hedef gösterme gibi suçları işleyerek kullananlara karşı tedbirler öngören geniş bir kanun tasarısı hazırlama ihtiyacı vardır.”