Cumhuriyet'ten Özlem Yüzak'a konuşan Bahar, koronavirüs'le ilgili 3 farklı çalışma yürüttüklerini belirtti.
Bunlardan ilkinin virüsün hücre zarından içeri girmesine engel olacak bir ilaç geliştirmek olduğunu belirten Bahar şöyle devam etti:
"İkinci çalışmamız şöyle: Bugüne kadar kullanılan bütün ilaçlar hakkında çok kapsamlı veri bankaları var, hangi ilaç ne amaçla kullanılıyor, hangi proteinlerle etkilesiyor vs. O bilgilerin tümünü kullanarak mevcut ilaçların SARS-CoV-2 virüsüne karşı “yeni amaçla kullanılması” için yoğun analizler yapıyoruz. Bu konuda çalışan birçok laboratuvar ile bilgileri paylaşıyoruz, aday ilaçları test etmek üzere klinik araştırmacı/uzmanlarla işbirliği halinde çalışıyoruz.
Üçüncü çalışmamız ise virüsteki genetik farklılaşmalar (mutasyonlar) ve onların etkileri yönünde. Özellikle son zamanlarda gerek New York gerekse ABD’nin kimi doğu eyaletlerinde Covid-19’a çocukların da yakalandığı ve sistemik (toksik şok diye bilinen) şiddetli reaksiyonlar gösterdikleri gözlemleniyor. Bazı mutasyonların bu semptomları tetikleyebileceği ve bağışıklık sisteminde aşırı uyarma/tepkilere yol açabileceği sonucuna vardık. İlk sonuçlarımızı yayımlanmak üzere gönderdik. UCLA ile ortaklaşa çalışmamız oradaki deneylerle devam ediyor."
Bahar 'Yeni bir ilacın ya da aşının bulunması ne kadar zaman alacak?' sorudusuna ise "Sanırım yıl sonuna kadar çok etkin olmasa da en az bir aşı veya ilaç bulunacak, zamanla daha da geliştirilecek. Ancak daha önemlisi bu süreçte kendimizi korumamız. Çok basit kurallar yeterli: Hijyen, sosyal mesafe, ve maske kullanmak bunların başında" diyerek cevap verdi.
Bahar geçen ay, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilmişti. Akademi'ye üye olan ilk Türk bilim kadını olmuştu.
