Bakan Soylu, YouTube üzerinden katıldığı bir canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
İzmir’de camilerden müzik yayını yapılmasıyla ilgili konuşan Bakan Soylu, "Ramazan ayında, herkesin kendi dini inancıyla bulunmak istediği bir ayda elbette bir provokasyon. Arkadaşlarımız arıyorlar, bulacaklar. Bu provokasyonun müsebbiplerinin iyi niyetli olmadığı apaçık ortada. İki gün önce bir Ermeni kilisesinin kapsının önündeki haçı almaya çalıştılar, hemen bulduk ve yargının önüne çıkardık. Bizim teşkilatlarımızın teknik kabiliyeti çok yüksek. Fakat buradaki temel problem, bu bir teknoloji meselesi değil. Daha geçmişte bilinen bir telsizle linke girmeyi sağlayabilecek veya başka bir yöntemle girmeyi sağlayabilecek, çok basit ve ilkel bir yöntem. İnternet veya GSM hattı üzerinden oluşmuş olsa, bütün bunları yapabilme kabiliyetine sahibiz. Oradaki problem bu camilerin namaz aralarındaki dönemde bu sistemleri kapalı olacak ve bu tip saldırılara karşı da savunma mekanizması olacak" ifadelerini kullandı.
'Siyasetin görevi bu değildir'
Adana'da CHP Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım ile koruma polisi arasında yaşanan arbedeyi değerlendiren Soylu, "Adana’da Vefa Grubu’na bir saldırı oldu. Siyasi partiler sorumluluğun olduğu alanlardır. Siyasi partiler de elbette hata yapılabilir ama büyükler, ‘Sakın bir daha böyle bir şey yapma’ der. Hukukun yapması gereken varsa yapar ama bu yürütülmez. Aksi takdirde, kötü savunulan bir örnek haline gelir. Bunun önünü alamazsınız. Burada bir il başkan yardımcısı böyle bir şey yapmamalıdır. Hukukun cezası ayrıdır o başka konu. Ben senin etiğine bakıyorum. Adana’da Gençlik Kolları’nda genç bir çocuk, hata yapmıştır. Bunun hata yaptığını tesis etmesi gereken ilk önce kendi partisinin büyükleridir. Burada bir kaymakam soğanların bir arabadan arabaya nakledilmesine tanıklık etmek ve oradaki meselenin başında bulunmak için durur mu, durmuş işte. Netice itibariyle bunlar da bir siyasi partinin temsilcileri, ‘Burada ne oluyor’ diyerek belki bir gençlik heyecanıyla gelmişler. Sonra iş, başka bir tartışmaya dönmüş. Kaymakam orada, polis orada, bir arbede çıkmaya başlıyor. Böyle bir duruma sebebiyet vermek bile başlı başına yanlıştır. Siyasetin görevi bu değildir. Bir silah hadisesi filan yok. Böyle bir görüntü de böyle bir durum da yok. O esnada kaymakama yönelik bir hal söz konusu olunca koruma polisi orada müdahale ediyor. Sonra orada darbediliyor zaten" şeklinde konuştu.
'Her tartışmayı merkezimize taşımamalıyız'
Bakan Soylu, katıldığı bir televizyon programındaki sözleriyle eleştirilerin odağı haline gelen Sevda Noyan hakkında ise,
"Biz toplumun her noktasında bütünleşmeyi zedeleyecek her hali takip ederiz. Adalet ve hakkaniyet noktasında bir yapı ortaya koyamazsak, arkadaşlarımızın giydikleri kıyafetlere vatandaşın iyi olarak bakma kabiliyeti zayıflar. Bu konularda milletimizi başka bir noktaya çekmeye çalışanlara yönelik gerekli hukukun prosedürlerini yerine getiriyoruz. Bizi çekmek istedikleri her tartışmayı da merkezimize taşımamalıyız. Türkiye’nin temel sapmalarından biri budur. Eğer bir takım marjinal çıkışları, toplumun merkezine alırsak sabahtan akşama kadar bu tip oluyormuş gibi değerlendirmede olursak kendi gündemimize de yanlış yapmış oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
'Başka bir ülke göstersinler, ellerini öpeceğim'
Bakanlığı dönemindeki çalışmalara da değinen Soylu, şöyle konuştu:
"15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de 232 organize suç çetesi çökertildi. Dünyanın bir yerinden bana böyle bir rakam getirsinler. Türkiye’de kaçak sigaranın miktarı yüzde 21’di, bugün bu miktar yüzde 2. ‘Türkiye’nin hangi yerinde patlama olacak’ diye ödümüz kopuyordu. En son Reyna, 2017 yılbaşında. Şeytan kulağına kurşun. Emniyet ve jandarma teşkilatımız canla başla bir mücadele ortaya koyuyor. Mal varlığına karşı işlenen suçların yüzde 38’i aydınlatılıyordu, şu anda yüzde 54’ü aydınlatılıyor. Dünyada 4 yılda rakamı bu seviyeye çıkaran başka bir ülke göstersinler, ellerini öpeceğim."
'Müdahale prensiplerimiz var'
Bakan Soylu, Adana’da uygulamadan kaçarken polis memurunun silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Suriye uyruklu kişi hakkındaki soru üzerine, öfke kontrolüne ihtiyaç olduğunu belirterek, "Bunu o olay için söylemiyorum. Bu anlık gelişen, olmaması gereken bir olay olmuş. Bizim müdahale prensiplerimiz var. O prensiplere uyduğunuz anda hiçbir problem olmaz" dedi.
'2 bin, 2 bin 500 kadın polis daha almayı düşünüyoruz'
Çarşı ve mahalle bekçilerinin yetki tartışmalarına da değinen Soylu, "Bekçiler, 1966’dan beri kimlik soruyor. Yönetmeliği var, soruyor ama polisin bir takım yaptıklarını yapamaz bekçi. Şu anda 26 bin civarında bekçimiz var, 2 bin 500 daha başlayacak, 28 bin 500 olacak. Toplam 30 bin kadromuz var, bunun 28 bin 500’ünü doldurduk, 1500 kadar kadromuz var ama Sayın Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz böyle bir kadro açma kararında bulunursa, 40 bin rakamına belki tamamlayabiliriz. Kadın polis sayımız, Avrupa ortalamalarına göre düşük, yüzde 20 kadın polis kontenjanımız var. 2 bin, 2 bin 500 kadın polis daha almayı düşünüyoruz" diye konuştu.
Bakan Soylu, izleyicilerden gelen ‘Düğün salonları ne zaman açılacak’ sorusuna ise Koronavirüs Bilim Kurulu’nu işaret etti. Soylu ayrıca, PMYO mezuniyetinin de koronavirüs nedeniyle gerçekleşemediğini söyledi.