Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nun Facebook hesabından yaptığı son paylaşımda, 5 Ocak 1922–29 Nisan 1923 döneminde Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti büyükelçiliği görevini yürüten Semyon Aralov'un iki ülke arasında münasebetlerin tesisinde önemli rol oynadığı gibi Türkiye’nin yürüttüğü Milli Mücadele çerçevesinde işgalcilere karşı direnci organizasyon sürecinde de destek verdiğini belirtti.
Başkonsolosluğu’nun paylaşımında, Aralov’un Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili şu yazıya yer verildi:
"Ukrayna SSC Heyeti’nin Başkanı M. V. Frunze Türkiye’ye seyahati sırasında (1921 sonu–1922 başı) Samsun’da Büyükelçi görevine başlamak üzere Ankara’ya daha yeni giden S. İ. Aralov ile karşılaştı ve ondan Türk askeri yönetimine Kızıl Ordu’nun Rusya’daki İç Savaş sırasında elde ettiği tecrübesini aktarmasını istedi. Aralov’un kendisi de hem askerî hem de organizasyon konularında büyük tecrübe sahibiydi. Birinci Dünya Savaşı’nda Çarlık Ordusu’nda yüzbaşı olarak savaşan Aralov, devrimden sonra Kızıl Ordu’nun yönetiminde yer aldı. Anılarında yazdığına göre Ankara’ya gitmeden önce Lenin kendisine şöyle nasihatte bulunmuştur: 'Türkler, Milli Mücadele vermektedirler. Bundan dolayı Merkezî Komite, Sizi oraya askeri işleri iyi bilen biri olarak göndermektedir.'
28 Ocak 1922’de Aralov Ankara’ya Büyükelçi sıfatıyla geldi. Birçok kez Mustafa Kemal ile birlikte cepheye giderek askeri birlikleri ziyaret etti. Bu ziyaretlerden özellikle Mart-Nisan 1922’de yapılanın önemi büyük. Bu tarihte Türk ordusunun karşı saldırıya geçiş planları yapıldı. Rus tecrübesinden yararlanma örneklerinden birini o tarihe kadar bağımsız hareket eden üç tümenden güçlü süvari kolordunun kurulması oluşturmaktadır.
Böylece 6 bin süvariden oluşan Türk süvarî ordusu ortaya çıktı. Topçu ve makineli tüfekli birlikler de bu kolorduya katıldı. Kolordunun başına Sakarya Muharebesi’nden sonra general unvanı alan tecrübeli süvari subayı Fahrettin'i getirdiler. Türkler, ona 'Bizim Budönnıyımız' diyordu. Daha sonraki tarihlerde bu kolordu, işgalcilere karşı başarılı bir şekilde mücadele etti.
4 Mart 1922’de Mustafa Kemal cepheye teftiş seyahatine çıktı ve Sovyet elçisi S. İ. Aralov, askeri ataşe K. K. Zvonarev ve Azerbaycan elçisi İbrahim Abilov’u da davet etti. Mart-Nisan aylarında Polatlı, Sivrihisar, Akşehir, Bolvadin, Çay gibi yerleşim yerlerinden geçerek tüm cepheyi dolaştılar, 6 piyade tümeni ziyaret ettiler, süvari kolordunun eğitimine katıldılar, Konya’daki farklı kurumlarda bulundular ve buradaki Topçu Okulu, Askeri Okulu ve askerî birlikler için nalbant yetiştiren okulu ziyaret ettiler. Yine burada Kuvâ-yi Milliye’nin kuruluşunun yıldönümü dolayısıyla tertip edilen kutlamalar yapıldı. Rusya Yetkili Temsilciliği’nin temsilcileri mitinglerden sonra askerlere 'Sovyet Rusya’nın Kızıl Ordusu’ndan Türk Askerine' şeklinde yazının yazıldığı küçük hediyeler dağıttılar. Aralov Türk ordusuyla ilgili son derece olumlu bir izlenime kapılmış ve Türk ordusunu şöyle tasvir etmişti: 'Türk ordusu, üniforma sorunu yaşasa da çok düzenli, disiplinli ve iyi organize edilmiş bir orduydu.'
Aralov, Türk yönetimine Ağustos 1922’deki taarruz hazırlıklarına da destek verdi. Mustafa Kemal 6 Ağustos 1922’de Batı cephedeki birliklere saldırı hazırlıklarına başlamayı öngören gizli emri vererek kendisi düşman istihbaratını yanıltmak için Savunma Bakanı Kazım ile birlikte Ankara’ya döndü, 7 Ağustos’ta ise Genelkurmay Başkanı Mustafa Fevzi de Ankara’ya hareket etti.
Taarruza bizzat komutanlık yapmak için plana göre cepheye gitmesi gereken Mustafa Kemal, Ankara’daki rezidansında TBMM üyeleriyle görüşme yapacağı haberini yaydı. Gazetelerde de bu haber yayınlandı. Aynı zamanda o, Aralov’dan 17 Ağustos’ta Sovyet Yetkili Temsilciliği’nde Türk liderinin de katılacağı ve diğer ülkelerin büyükelçilerinin davet edileceği bir kabulün verileceğini açıklamasını istedi. Temsilcilikte gerçekten bir davet verildi ve misafirlerin hepsi geldiğinde Mustafa Kemal’in kendisini kötü hissettiği ve gelemeyeceği söylendi. Bu arada Türk birliklerinin başkomutanı gizlice cepheye gitti. 20 Ağustos’ta o, Batı cephenin karargâhı Akşehir’e geldi ve 26 Ağustos 1922’de harekete geçme emri verdi.
Aralov’un özel rolünü ve Sovyet-Türk münasebetlerinin özel karakterini ebedileştiren tarihi anıt, 1928’de İstanbul’daki Taksim Meydanı’na dikildi. Millî Mücadele’de elde edilen zafer ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun da sembolü olan bu anıtta Millî Mücadele’nin kahramanlarıyla aynı safta Mustafa Kemal’in silah arkadaşı olarak Semön İvanoviç Aralov da yer almaktadır."
Rusya-Türkiye ilişkilerinin kurulmasının 100. yıl dönümü 3 Haziran’da kutlanacak.