Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te 'Koronavirüs sürecinde anketler ne gösteriyor?' başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine "Koronavirüs sadece sağlık alanında etkili oluyor diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz" diye başladı.
Selvi, GENAR Başkanı İhsan Aktaş'ın değerlendirmelerine de yer verdiği yazısına şöyle devam etti:
"Belki sağlık kadar ekonomi üzerinde de belirleyici oldu. Ama siyaseti de şekillendiriyor. GENAR’ın 28 Nisan-3 Mayıs tarihleri arasında 3 bin kişiyle yaptığı anket, koronavirüs günlerinde siyasete ışık tutuyor. Sizi rakamlara boğmadan genel eğilimi yansıtmak istiyorum.
'Erdoğan'a HDP ve SP seçmeninden ilgi'
'En beğendiğiniz siyasetçi' anketinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk sırada yer alıyor. Yüzde 36.2’yle ilk sırada yer alan Erdoğan en yakın rakibine 4 kat fark atıyor. Türk siyaseti, Erdoğancılar ve Erdoğan karşıtları arasında kutuplaştığı için daha önceki anketlerde diğer partilerden Erdoğan’a çok destek gelmiyordu. Kendi kitlesi yüksek oranda destekliyordu. Kısmen de MHP seçmeni ilgi gösteriyordu. Bu kez diğer partilerin tabanından da bir destek gözleniyor. HDP ve Saadet Partisi tabanına özellikle dikkatinizi çekmek isterim.
'Kılıçdaroğlu'na ortak çıktı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra normal olarak ikinci sırada ana muhalefet partisinin lideri olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesi beklenir. Ama öyle değil. Kılıçdaroğlu önceden bir-iki basamak gerideydi. Şimdi 8’inci sıraya gerilemiş. Bu süreçte Kılıçdaroğlu vahim bir hata yapmadı. O nedenle GENAR Başkanı İhsan Aktaş’ı arayıp bunun nedenini sordum. 'Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu’nun puanlarından bir kısmını çekmişler' dedi. İmamoğlu ve Yavaş, Kılıçdaroğlu’ndan üst sıralarda yer alıyorlar.
'Sağlık Bakanlığı başarılı bulunuyor'
Koronavirüs süreci sadece sağlığımızın değil, aynı zamanda Sağlık Bakanlığı’nın da önemini ortaya koydu. Türkiye’nin dünyanın en güçlü sağlık sistemlerinden birine sahip olduğu ortaya çıktı. Bunda hekimlerimizin payı büyük. Türkiye’yi Amerika’ya şikâyet eden CHP’li Barış Yarkadaş ne düşünüyor acaba? Çünkü CHP seçmeni onlar gibi düşünmüyor. Koronavirüsle mücadele sürecinde halkımızın yüzde 75.7’si Sağlık Bakanlığı’nın aldığı önlemleri yeterli buluyor. Sağlık sistemimize güvenenlerin oranı ise ondan 1 puan yukarıda. CHP’lilerin yüzde 61’i, HDP’lilerin yüzde 37’si, İYİ Partililerin ise yüzde 82’si Sağlık Bakanlığı’nın aldığı önlemleri yeterli buluyor. MHP’de yüzde 85.7 olan bu oran AK Parti seçmeninde yüzde 89.5’e yükseliyor.
'Sağlık Bakanı'na destek'
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın puanının 5 üzerinden 4.37 olduğunu belirtmek isterim. Yine CHP, İYİ Parti ve HDP seçmeninden de Fahrettin Koca’ya güçlü bir destek geliyor. Millet hizmet edeni seviyor.
'Erdoğan 1 Kasım öncesi havayı yakaladı'
Sadece koronavirüsle mücadele süreciyle bağlantılı mı orasını bilmiyorum, 24 Haziran seçimlerine göre AK Parti’nin oyunu 2.8 puan arttırdığı ortaya çıkıyor. Yüzde 45.4’e yükselen AK Parti ile 9.8 olan MHP’nin oyu birleştiğinde ‘cumhur ittifakı’na destek 55.2’ye tırmanıyor.
Peki bu ülkede 1 yıl önce yerel seçim oldu, AK Parti İstanbul ve Ankara’yı kaybetti, 1 yılda ne değişti? Bunu da İhsan Aktaş’a sordum. 'CHP yerel seçimde yakaladığı rüzgârı kaybetti' dedi. Bunda Erdoğan’ın yerel seçim sonrası başarılı hamlelerle rüzgârı arkasına almayı başarmasının da etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Diğer partilerin de desteğini alan Erdoğan’ın oy oranı ‘cumhur ittifakı’nın üstünde gözüküyor. Erdoğan, 1 Kasım seçimleri öncesindeki havayı yakaladı.
'Akşener ve Kılıçdaroğlu'nun hamleleri'
Muhalefet liderlerinin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener de taktik hamleler yaparak gündemi değiştirmeye çalışıyorlar. Akşener’den 'memleket masası' önerisi geldi. Kılıçdaroğlu’nun ekonomiye ilişkin önerileri gündem belirleyemedi ama bir erken seçim olursa İYİ Parti’ye CHP milletvekillerini gönderdiği gibi Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun partisine milletvekili verebileceğini söylemesi olumlu karşılanmadı. Güneş Motel örneğini çağrıştırdığı için aleyhine oldu.
'Seçim barajı düşürülecek mi?'
Önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli seçim barajının düşürülmesini ve Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesini istedi. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun, Babacan ve Davutoğlu partilerinin seçime girmesi için milletvekili verebileceği yönündeki açıklamasına sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nu milletvekili pazarı kurmakla suçladı. Daha sert tepki ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Milletvekili pazarı kuranlar, terör örgütleriyle ittifak yapanlar için yolun sonunun geldiğini söyledi. Bunlar siyaseten söylenmiş bir söz olamazdı. Belli ki bunun bir siyasi sonucu olacaktı. Acaba seçim barajının düşürülmesi ve Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi yönünde bir çalışma var mı diye kulisleri yokladım. Henüz başlamamış. Ama bu başlamayacağı anlamına gelmiyor. Seçimlerde barajı aşamayacaklarını düşünen partiler, ittifak kurup ‘Voltran’ı oluşturuyor. Ayrıca yüzde 1’lik partiler de böylece Meclis’e girme şansını yakalıyor. Ayrıca seçim barajı bir demokrasi eksikliği. O nedenle düşürülmeli. Ben Bahçeli ve Erdoğan’ın bu çıkışı durup dururken yaptıklarını zannetmiyorum.