Koronavirüs krizi nedeniyle uluslararası ilişkilerin öne çıkan konuları yoğunluğunu yitirse de alttan alta kaynamaya devam ediyor. 10 senedir ABD ve Körfez destekli İslamcılık ve dünyanın dört yanından cihatçı militan devşirilerek yürütülen istikrarsızlaştırma ve parçalanma girişiminin odağında bulunan Suriye'de planlar boşa çıkartılmış olunsa da, yaptırımlar eşliğinde ülkenin normalleşmesinin önüne geçilmesi çabaları bitmek bilmiyor.
Yaşananları Suriye asıllı gazeteci ve yazar Hüsnü Mahalli ile konuştuk.
'Yıllarca Esad yolsuzluğa göz yumuyor diyenler yolsuzlukla mücadele başlayınca kıyameti kopardılar'
Hüsnü Mahalli, Suriye'nin 10 senedir savaşı yaşayan bir ülke olduğunu anımsatırken, nesnel koşullar dikkate alınmadan yürütülen tartışmalar ve getirilen eleştiriler üzerinden senaryolar yazıldığı görüşünde. Yıllarca Suriye'de yolsuzluk olduğunu ve Esad'ın göz yumduğunu söyleyenlerin, yolsuzlukla mücadele başladığında bu sefer kıyameti kopardıklarını belirten Mahalli, hamlelerin sadece Rami Maklouf'a değil pek çok iş insanına karşı yapıldığını dile getirdi:
'Rusya ve Suriye ile ilgili aptalca senaryolar yazılmaya başlandı'
Mahalli, tartışmaların zamanlamasının önemli olduğu görüşünde. Yolsuzlukla savaş hızla devam ederken, Suriye Cumhurbaşkanı Esad ile Rusya lideri Putin arasında soğukluk bulunduğu iddialarının ortaya atıldığını söyleyen Mahalli, Ortadoğu ve Batı medyasında da hemen iki liderin 'kavgalı olduğu' gibi 'aptalca senaryolar' yazılmaya başlandığını anımsattı. Mahalli, "Suriye koşullarından hareketle söylüyorum, Esad'ın hiçbir şekilde alternatifi yok. Putin asla Esad'dan vazgeçmez" dedi. Arada bir 'kölelik-sahiplik' ilişkisi bulunmadığını, iki egemen devletin ve karşılıklı çıkarların söz konusu olduğunu belirten Mahalli, Moskova'da iktidarda bulunanların da Suriye'yi 1970'lerden gelen bir dostluk ve müttefiklikle sahiplendiklerini dile getirdi:
‘Suriye, Arap ulusunun kalbidir'
Hüsnü Mahalli, her ülkede sorunlar ve farklı odaklar arasında sakıntılı ilişkiler bulunabileceğini belirtirken, Suriye konusunda sürekli komplo teorileri ve yalanlardan yola çıkılarak yorumlar yapmaktan vazgeçilmediğini söyledi. Daha önce de 'Beşar kaçtı, Rus gemisinde saklanıyor, Esma Esad kaçtı' türü söylentilerin çok çıkarıldığını anımsatan Mahalli, bu yorumları yapanların Suriye'yi hiç bilmediklerini vurguladı. "Başka bir ülke olsaydı şu anda haritadan silinmişti" diyen Mahalli, Suriye'nin tarih boyunca büyük önem taşıyan medeniyetlere evsahipliği yapmış bir coğrafyada bulunduğunu belirterek, "Suriye Arap ulusunun kalbidir" ifadelerini kullandı. Suriye'de Ermenileri, Hıristiyanları bütün dini unsurların devlete sahip çıktıklarını, İslamcılar hariç ülkenin laik geleneğinin devleti desteklediğini vurgulayan Mahalli, "Ulus devletin ötesinde de ulus toplum, laik çağdaş toplum olma özelliğini taşıyan bir toplumdur" ifadelerini kullanırken, bu ifadeleri Şam ziyaretinde ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin kullandığını anımsattı:
‘Esad da dört dörtlük değil ama bırakın bir yerden başlasın’
Diğer yandan Hüsnü Mahalli, Suriye'de çözümlenmesi gereken pek çok mesele bulunduğunu da vurguladı. Esad'ın Suriye'de tabanı bulunmadığı tartışmasını 'komik' bulan Mahalli, aksine Batı'da anılan Makhlouf veya diğer isimlerin tabanlarının bulunmadığını söyledi. Makhlouf'u şahsen tanıdığını belirten Mahalli, hakkında pek çok yolsuzluk iddiaları ve yanıtlanmamış sorular bulunduğuna dikkat çekti. Esad'ın yolsuzluk operasyonunun savaşta olan her ülkede olabilecek savaş zenginlerinden hesap sorma niteliği taşıdığını belirten Mahalli, tam tersine Suriye Cumhurbaşkanı'nın alkışlanması gerektiğinin altını çizdi. Mahalli, her ülkede yolsuzluklar dahil pek çok sorun yaşanırken Suriye'nin bu şekilde hedefte tutulmasının Suriye sahasında İdlib ve Fırat'ın doğusu gibi meselelerin çözümünün önünü tıkama amaçlı olduğunu dile getirdi:
“Tabanı olup olmadığı tartışması çok komik. Batı'da da bu yapılıyor. Çünkü Esad’a alternatif olarak gösteriliyor bazıları tarafından. Örneğin 'Putin ile Esad arasında kavga var, yerine kim geçebilir' gibi ya da istihbarat başkanı gibi... Rami Makhlouf dediğimiz ismin bir tabanı yok. Rami’yi özel olarak da tanıyorum. Rami büyük yolsuzluk yapmış, kanıtı nedir? Genç bir adamın SyriaTel’in 1 milyar 300 milyon doları nereden buldun? Onun dışında bir sürü başka şeyleri de var. Dolayısıyla yolsuzluk var, hesap sorulunca niye kıyamet koparıyorsun? Esad da dört dörtlük değil, demokrasi de dört dörtlük değil. Hesabını vereceksin. Tam tersi başkanı alkışlamak lazım. Bırak temizlesin ülkeyi. Her savaşın savaş zenginleri yarattığı bir gerçektir, dünyanın her tarafında var bu. Dolayısıyla bunun hesabı sorulacaksa bugün Suriye’de yaşanan krizler, Amerikan, Avrupa, dünya ambargosu, nefes alamıyorlar, savaş devam ediyor, İdlib bir taraftan Fırat’ın doğusu bir taraftan, ekonomik sıkıntılar, kolay değil tüm bunlar. Ancak yaşayan bilir. Bırakın bir yerden başlasın, sıra demokrasiye gelsin, Anayasa Komisyonu kurulsun, seçim yapılsın. Önümüzdeki yıl başkanlık seçimi var. Yardımcı olun eğer çözmek istiyorsanız. Yok istemiyorsanız zaten bin tane bahane var. Nitekim de o bahaneler devam ettiği için İdlib, Fırat’ın doğusu çözülmüyor. Bugün Türkiye Libya’da hava, kara, denizde. Medyada bir tek kelime yok bununla ilgili."
'Bir tek Rami yok, en az 10 işadamı var'
Yolsuzluklarla ilgili devletin soruşturmaları için "En az 10 kişi var" diyen Mahalli, savaşın zorlu günlerinde devletin parçası olarak destek olanların 'ben devlete destek oldum hırsızlığa devam ederim' deme hakları bulunmadığını söyledi:
"En az 10 kişi var, bir tek Rami Alevi, öbürleri Sünni, büyük şirketler anlamında söylüyorum. Onlardan niye bahsedilmiyor? Bazı şirket sahipleri de Esma Hanım’a yakınmış. Bunlar da Suriye devletine savaşta yardımcı oldu. O parayı Suriye’de kazanmadın mı? Eğer devletin bir savaşın içindeyse sen de destek olmayacak mısın? Bu doğal ama şu doğal değil; ‘Ben devlete destek oldum, ama hırsızlığa devam ederim’. Azerbaycan ile ilgili inanılmaz hikayeler var. Ama kimse bununla ilgili tek kelime etmiyor, dünyanın hiçbir medyasında. Rusya’da yok mu bu tartışma, dolu. Rusya’daki zenginlerin, Yahudi lobilerinin, Yahudi kökenli iş adamları, yolsuzluklarla ilgili neler konuşuluyor. Ama ille Suriye konuşacaksak sorunun çözümünü engellemek hedef ise ki öyle gözüküyor bin tane şey ortaya atabilirsin. Bu tür dedikodular üzerinden hem Dera’da suikastlar yaptırırsın hem İdlib’de sorunun çözümünü engellersin hem Fırat’ın doğusundan Amerika çıkmaz, hem ambargoları devam ettirirsin. Korona var, yalvarıyorlar, bırakın cihaz istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Solunum cihazları vb. tıbbi ekipmanlar korona ile mücadele sürecinde gerekiyor. Allah’tan korona yok orada, bir de o çıksaydı bir de onunla uğraşacaklardı.”