00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
SERHAT AYAN'LA BAYRAM ÖZEL
00:00
39 dk
ÖZEL HABER
Geçmişten günümüze akan miras: İstanbul’un su yolları
02:22
4 dk
SESLİ HABER
05:04
2 dk
SERHAT AYAN'LA BAYRAM ÖZEL
08:00
39 dk
HABERLER
11:00
6 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
6 dk
HABERLER
14:00
6 dk
HABER MASASI BAYRAM ÖZEL
14:06
36 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
7 dk
HABERLER
17:00
5 dk
HAFTANIN KEYFİ BAYRAM ÖZEL
17:06
49 dk
HABERLER
18:00
7 dk
ÖZEL HABER
Geçmişten günümüze akan miras: İstanbul’un su yolları
19:26
4 dk
HABER MASASI BAYRAM ÖZEL
23:00
36 dk
SERHAT AYAN'LA BAYRAM ÖZEL
04:01
39 dk
HAFTANIN KEYFİ BAYRAM ÖZEL
Serhat Ayan'la en güzel bayram şarkıları
06:00
49 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
07:00
1 dk
SEYİR HALİ
Bankaların kredi yarışı
07:01
119 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
09:00
1 dk
YERİ VE ZAMANI
Güçlü Özgan'la Yeri ve Zamanı
09:05
115 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
11:00
1 dk
DÜNYA HABERİ
Dünyadan öne çıkan başlıklar
11:10
15 dk
PARANIN HAREKETİ
Ekonomide neler oluyor?
11:21
20 dk
BASIN TURU
Selin Yazıcı, Ebru Dönmez ve Serkan Baştımar'la Basın Turu
11:31
23 dk
ENERJİNİN SEYRİ
Enerji sektöründe öne çıkan başlıklar
11:51
14 dk
GÜN ORTASI
Okan Aslan'la Gün Ortası
12:05
83 dk
90 SANİYE
Türkiye ve dünya gündemi
13:28
1 dk
HABER MASASI
Selin Yazıcı, Ebru Dönmez ve Serkan Baştımar'la Haber Masası
13:30
35 dk
YENİ ŞEYLER REHBERİ
Serhat Ayan'la Yeni Seyler Rehberi
14:05
55 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
15:00
1 dk
ÖZEL HABER
Binlerce yıldır yaşamın devam ettiği 10 şehir
15:18
5 dk
SESLİ HABER
Türk nüfusu yaşlanıyor: Yaşlı nüfusun oranında artış
15:34
3 dk
SESLİ HABER
‘Hayalet çalışan’ sendromu: İş yerine aidiyeti neler düşürüyor?
15:49
7 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:01
89 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
ÖZEL HABER
142 yıldır tamamlanamayan yapı: Sagrada Familia
17:43
7 dk
SESLİ HABER
Binlerce yıllık tapınak geleceğe hazırlanıyor: Zeus Lepsynos Tapınağı’nda restorasyon çalışmaları
17:57
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
ÖZEL HABER
Merkez Bankası'nın döviz satışı: Cebimizden mi çıkıyor, kâra mı dönüşüyor?
18:09
3 dk
SESLİ HABER
Bilim insanlarından konuşma engelli bireyler için umut: Beyin implantı ve yapay zekâ teknolojisi
18:19
2 dk
ÖZEL HABER
Silivri sonrası gündemde: Müzeye dönüşen cezaevleri
18:28
6 dk
SESLİ HABER
Çin’in 32 milyar dolarlık dev pazarı: Evcil hayvan klonlama
18:46
2 dk
SESLİ HABER
Ticaret Bakanlığı'ndan yeni düzenleme: İnternet alışverişinde güvenlik artıyor
18:55
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
BÖLGENİN KALBİ
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi
19:05
84 dk
SESLİ HABER
El yazısı dijital dünyanın neresinde?
22:34
1 dk
SESLİ HABER
Ünlü antik kentte 2 bin yıllık pati izli tuğlalara rastlandı
22:43
2 dk
SESLİ HABER
Bir dönem viral olmuşlardı, şimdilerde raflarda tozlanıyorlar
22:52
6 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye
YAŞAM
Türkiye ve dünyadan ilgi çekici yaşam haberleri, toplumsal olaylar, güncel araştırmalar, fotoğraf ve video galerileri.

Zihni Göktay: Yaradan, insanlar azdıkça 'Kendinize gelin' mahiyetinde önümüze birtakım şeyler çıkarıyor

© DHAZihni Göktay
Zihni Göktay - Sputnik Türkiye
Abone ol
Usta oyuncu Zihni Göktay, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili olarak "Yaradan, insanlar azdıkça 'Kendinize gelin' mahiyetinde önümüze birtakım şeyler çıkarıyor" ifadesini kullandı.

Usta oyuncu Zihni Göktay, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileriyle ilgili olarak Türkiye gazetesinden Murat Öztekin'in sorularını yanıtladı.

Göktay, "Dünya, koronavirüs salgınıyla enteresan bir zamandan diliminden geçiyor. Sizin karantina günleriniz nasıl geçiyor?" sorusuna "Sabreden zafer kazanır. Sabretmek durumundayız. Kırk gündür hanımla birlikte evdeyim. Sağ olsunlar çocuklarım ihtiyaçlarımı getiriyor. İhmal ettiğim şeyleri okumaya çalışıyorum. Aynı anda üç kitaba devam ediyorum. Otobiyografik kitaplara, klasik eserlere ve eski tiyatro eserlerine bakıyorum" yanıtını verdi.

Sohbetin devamında Öztekin'in yönelttiği sorular ve Göktay'ın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

- Bir sanatçı olarak salgın size ne düşündürüyor?

Ben Cenab-ı Hakk’ın bizi ikaz ettiğini düşünüyorum. Nasıl, zamanında Pompei olayı oldu!.. Ben böyle şeylere inanırım. Yaradan, insanlar azdıkça 'Kendinize gelin' mahiyetinde önümüze birtakım şeyler çıkarıyor.

- Mazide bugünleri hatırlatan şeyler yaşamış mıydınız?

Eski salgınları dinledik ama yaşamadık. Tabii, bugünler sokağa çıkmama bakımından bana biraz ihtilal zamanlarını da hatırlattı. Ama ihtilal günlerinde bile tiyatro yapmıştık. Koronavirüs yüzünden 57 senelik meslek hayatımda ilk defa sahnelerden bu kadar uzak kaldım.

- Nasıl tiyatro yaptınız ihtilal günlerinde?

12 Mart 1971 Muhtırası’nda Ankara Meydan Sahnesinde oyuncuydum. Tabii, o zaman gece belirli bir saatten sonra sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Oyun saatlerini öne çektik, tiyatro inkıtaa uğramadı. 12 Eylül döneminde de yine gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi ama Şehir Tiyatroları olarak oyunları akşam oynadık.

- Sosyal izolasyon olmasa yine sahnelerde olacaktınız. Bu azmin arkasında ne var?

Benim üç maddelik kendi anayasam var: İşini, eşini, aşını seveceksin... Ben on beş yaşındayken işimi özgürce seçtim, eşimi de çok seviyorum. Bu ikisini doğru seçince aşın da geliyor. Bu yüzden hiç bıkmadım…

- Tiyatroya Gülhane’de aşık olmuşsunuz galiba...

Ben Dersaadet doğumluyum. Tarihî Yarımada’da büyüdüm. Gülhane Parkı en yakın eğlence alanımızdı. O zamanlar eski tramvaylarımızla Gülhane Parkı’ndaki Şark Kıraathanesine giderdik. Orada İsmail Dümbüllü ve arkadaşları orta oyunu oynardı. Semaverde çayımızı içer, seyrederdik. Babam da Darülbedayi’nin oyunlarına götürdü. Bunlar beni etkiledi. Tiyatrocu olarak ayaklarımın üstünde durayım diye 18 yaşımda İstanbul’dan Ankara’ya gittim. Meydan Sahnesinde vazife aldım.

- İstanbul’a, Darülbedayi’ye yolunuz tekrar nasıl düştü?

Meydan Sahnesi kapandı, ben de İstanbul’a gelerek Şehir Tiyatrolarında figüran oldum. Muhsin Ertuğrul, altı ay sonra beni kadroya aldı. O günden beri tiyatroya hiç ara vermedim. Beni boşta kalmak çok sıkar. Yazın bile kendimi sudan çıkmış balık gibi hissederim. Zaten hep insanların arasındayım.

- Sahnelerdeki meşhur doğaçlama kabiliyetiniz de buradan mı besleniyor?

Hudayinabit dediğimiz, Allah vergisi bir olaydır bu... Yapan yapar, yapamayana da kötü sanatçı denmez. Övünmek gibi olmasın zeka meselesidir de...

- Sahnede tuluat yapmak hiç sıkıntı açtı mı size?

Tabii. Mesela 'Resimli Osmanlı Tarihi'nin bir temsilinde 'kör müsün' gibi bir söz kullandım. Oyunun sonunda bir seyirci beni bekledi, meğer görme engelliymiş. Bana kibarca 'Sizi üç saat boyunca çok güzel dinledim' dedi. Başıma sehven böyle şeyler geldi. Şimdilerde bazen yer göstericilere, içeride engelli var mı diye sorarım. Sırf gülünsün diye de bir laf etmem, güldürebilmek için anlamlı şeyler söylemek lazım.

- Sinemada da birçok komedi filminde rol aldınız. Tiyatro ile sinema mukayese edilir mi?

Ben mukayese etmem. Tamam, sinema yedinci sanat, yapılsın. Fakat sinema rejisörlük ve montaj sanatıdır. Oyuncu ağlatılır, 'olmadı' denip tekrar tekrar çekilir, kesilir, biçilir. Sonra sana gayet güzel yutturulur. Tiyatroda illüzyon yok, hayatın gerçek aynası. Ama şimdi her konuşan tiyatrocu oluyor. Azıcık bulguru salça ile yuvarlayan 'meşhur çiğ köfteci' diye anılıyor. 1980’de kurulmuş mekana 'tarihi bilmem ne diye' yazılıyor.

- Peki, yerli dizileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Artık dizilerde metrekareye beş ceset düşüyor. Sabahtan akşama kadar 'kadına şiddet' diyerek feministlik üzerine program yapıyorlar ama akşam prime time’da ilk dövülen, kadın oluyor. Metres ilişkileri, yasak aşklar, şunlar bunlar... Ben sansüre karşıyım ama böyle diziler makaslanmalı, Türk halkının sosyal yapısını bozuyorlar.

- Türkiye’de tiyatro giden kişi sayısı son yıllarda çok yükseldi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Çok iyi bir gelişme olarak yorumluyorum. Ama belirli şehirlere mahsus olmamalı.

- Bir konuşmanızda 'Tiyatromuz Batı’nın ileri karakolu değil' dediniz...

Evet dedim. Kırk sene evvel Küçük Sahne’de bir oturum vardı. Ben de dinleyici olarak katılmıştım. Royal Akademi’de şöyle, Polonya tiyatrosunda böyle diye konuşuluyordu. Orta oyunu ve Karagöz iğrenç bir şeymiş gibi ağza alınmıyordu. Birden beni bir şey dürttü. Ben Türk’üm ya, bana Türk tiyatrosundan bahsetsene sen kardeşim. Benim bir sorum var deyip 'Türk tiyatrosu Batı’nın ileri karakolu mudur?' diye seslendim. O kadar hiddetlendiler ki, neredeyse beni kovalayacaklardı. Korumak lazım kendimizi, her şey Batı’dan mı geliyor yani?..

- Peki, bu hayattan öğrendiğiniz en mühim şey ne oldu?

Hayat bana her hatanın bir tecrübe olduğunu öğretti. Ama ilk yapılan yanlış hatadır, ikincisi aptallıktır. Bunun yanında insan tanımayı öğrendim. Bir insana bakıp, 10 dakika konuştuğumda anlıyorum onu.

- Ramazana bu sene tecritte merhaba dedik. Sizin zihninizde kalan eski ramazanlar nasıldı?

Dersaadet’te ramazanlar dolu dolu yaşanırdı. İki katlı kagir evlere yaşardık, yemekler günlük yapılırdı. Herkes ayağını yorganına göre uzatırdı. Yardımlaşma vardı; bir evden kızartma kokusu gelse her yere dağılırdı. Komşu hakkı, göz hakkı düşünülür 'Size de kokmuştur' denilerek yemekler etrafa ikram olunurdu. İstanbul’un meyve sebzesi kendi kendine yetiyor, dışarıdan pek bir şey gelmiyordu.

Sonra, mahyalar yağ kandilleriyle kurulurdu. Ezanlar da hoparlörle değil, çıplak sesle okunurdu. Müezzin bizzat minarenin şerefesine çıkar elini şakağına koyardı. Mekanik ve elektronik hiçbir şey yoktu. Zaten Bilal-i Habeşi de mikrofondan okumadı ki... Tabii şimdi metropolde bu şekilde oldu.

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала