Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 'Ermeni soykırımı' iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kalın, Birinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı ve travmatik şartları içinde alınan 24 Nisan 1915 tarihli tehcir ve tenkil kararının, 'millet-i sadıka' olarak ifade edilen Ermenileri ortadan kaldırmaya yönelik bir siyasetin ürünü olmadığını söyledi.
Soykırım lobisi ve Türkiye karşıtı siyasi çevrelerin tarihi gerçekleri çarpıtarak yeni husumet ve düşmanlık tohumları ekme çabası içinde olduğunu belirten Kalın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletinin, tüm fertleriyle bu istismar, yalan ve iftira kampanyalarına asla prim vermeyeceğini belirtti.
'Siyasi hesap peşinde koşanlar ortak tarih komisyonu kurulması çağrısına cevap vermedi'
Kalın, tarihi gerçeklerden kaçanlar ve siyasi hesap peşinde koşanların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarını araştırmak için ortak tarih komisyonu kurulması çağrısına cevap vermekten hep kaçtıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 23 Nisan 2014 günü yayımladığı 1915 mesajının, yüzyıllık bir acıya uzatılmış bir barış eli olarak Osmanlı ve Anadolu insanlarının ortak acılarını sarmayı amaçladığını fakat bu adımın da istismar lobileri tarafından yok sayıldığını aktaran Kalın, şöyle devam etti:
'Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan kayıplar hepimizin ortak acısıdır'
"Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan kayıplar, hepimizin ortak acısıdır. Tehcir ve tenkil kararı ile göç etmek zorunda kalan Ermeni vatandaşlarımızın hayatını kaybetmesi, Ermeni isyanlarında masum Anadolu insanlarının katledilmesi ve 1850 ile 1920 arasındaki göç ve savaşlarda 5 milyona yakın Müslümanın hayatını kaybetmesi, ortak acımızdır. Acıları yarıştırmak yaralarımızı sarmaz. Küçük siyasi çıkarlar için Türkiye düşmanlığı yapanlar tarihi gerçekleri örtbas edemezler. Soykırım lobisinin husumet dili ne bugünümüze ne de yarınımıza katkı sağlar."
ASALA tarafından 1973-1984 yılları arasında öldürülen Türk diplomatların asla unutulmayacağını herkesin bilmesi gerektiğini vurgulayan Kalın, şu ifadeleri kullandı:
"Soykırım yalanıyla ve siyasi hesaplarla Türkiye'ye zarar vereceğini sananlar yine yanılacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihi gerçeklerin çarpıtılmasına ve yeni düşmanlıklar üretilmesine asla izin vermeyecektir. İşlemediği bir suçtan dolayı Türk milletini mahkum etmeye çalışan ve birtakım kararlar alan ülkeler, önce kendi karanlık tarihlerine bakmalıdır. Türkiye, arşivler ve tarihi gerçekler ışığında, akıl ve vicdana dayalı, ortak acı ve müşterek gelecek perspektifini esas alan her tür yapıcı yaklaşıma olumlu cevap vermeye ve bölgemizde barış, huzur ve istikrar için çalışmaya devam edecektir."