Arkeolojik araştırmalar, Orta Avrupa nüfusunun Neolitik dönemin sonunda önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Bilim insanları bu dönemin yerleşimlerine, göl ve bataklık kıyılarından iç Alp vadilerine ve yüksek dağ geçitlerine kadar her yerde rastlıyor. İsviçre, özellikle bu döneme ait buluntular açısından oldukça zengin.
Neolitik dönemin sonuna doğru, savaş baltası kültürü veya kord seramik denilen kültür Fransa'dan Orta Rusya'ya kadar Orta Avrupa'nın tamamına yayıldı. Gelişimi, Karadeniz-Hazar bozkırından Avrupa'ya çok sayıda sığır yetiştiricisinin gelişiyle aynı zamana rastlar, o dönemde arkeolojide 'yamnaya' diye adlandırılan başka bir eski kültür yaygındı.
Yeni bozkır halklarının gelişi ve yerel halkla karışması, antik Avrupa tarihinin en önemli olaylarından biriydi, ancak bu göç ve karışma mekanizmasının tam zamanı kesin olarak bilinmiyor.
Almanya, Fransa, İsviçre ve Avustralya'dan bilim insanları, İsviçre'deki Bern Üniversitesi, Almanya'daki Tübingen Üniversitesi ve Max Planck Doğa Bilimleri Enstitüsü'nden araştırmacıların öncülüğünde İsviçre, Güney Almanya ve Fransa'nın Alsas bölgesindeki 13 lokasyonda bulunan geç Neolitik ve erken Tunç Çağı'na ait 96 antik genomun dizilimini yaptı.
Sonuçlar, yeni Avrupa kültürünün ilk genetik temsilcilerinin M. Ö. 2800’de ortaya çıktığını gösterdi. Aynı zamanda, yeni topluluğun yayılması zor ve hızlı olmayan bir şekilde gelişti. Uzun bir süre boyunca, Orta Avrupa topraklarında paralel olarak iki farklı popülasyon mevcuttu ve aralarındaki karışma yavaş yavaş gerçekleşti.
Uzak kabilelerden eş seçimi
Bilim insanları, bu karışımın ilginç bir mekanizmasını ortaya çıkarmayı başardı. Savaş baltası kültürünün temsilcileri arasında bozkır kökenli olduklarına dair hiçbir belirti olmayan kadınlar vardı. Yeni kültürün erkekleri arasında, bazı geleneklerden dolayı, diğer kabilelerden, hatta belki de oldukça uzakta yaşayan kadınları eş olarak seçmek gibi bir geleneğin olduğu anlaşılıyor.
Tübingen Üniversitesi Arkeoloji Bilimleri Enstitüsü'nden Anja Furtwangler, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bozkır halklarının temsilcilerinin bölgeye yerleşmesinden bin yıl sonra bile, hiçbir bozkır belirtisi olmayan birkaç kadın bulmamız oldukça önemlidir.”
Genetik ve izotopik analizlerden elde edilen veriler, bölgede erkeklerin doğdukları yerde kaldıkları ve kadınların bozkır kökenli olmayan uzak ailelerden geldikleri bir patrilokal toplumun varlığını gösteriyor.
Sonuçlar ayrıca, savaş baltası kültürünün, Tunç Çağı'nın başlangıcında Orta Avrupa'nın çoğuna yayılan ve nispeten homojen bir nüfus olduğunu, ancak bozkır ile ilişkili olmayan kültürlerin birkaç yüz yıl boyunca paralel olarak var olmaya devam ettiğini gösteriyor. Araştırmacılar, karışmayan izole grupların uzak Alp dağ vadilerinde mevcut olabileceklerini düşünüyor.