Devletin her zaman milletin yanında olduğunu vurgulayan Şahin, “Sağlık Bakanlığımız güçlü sağlık alt yapımız, sağlık ordumuz ve Bilim Kurulumuz ile beraber gereken tüm tedbirleri zamanında almış ve vatandaşlarımızda sağlık hizmetleriyle ilgili hiç bir endişeye mahal olmayacak şekilde süreci yönetmektedir. Geldiğimiz bu aşamada özellikle dünyadaki süper güç dediğimiz ülkelerle kendi ülkemizi kıyasladığımızda Türkiye, gelişmiş kabul edilen ülkelerden çok daha sağlam sağlık altyapısıyla gereken tüm mücadeleyi çok güçlü bir şekilde vermiştir. Bu mücadelenin başarısı dünyada görünür hale gelmiş ve milletimiz tarafından da takdirle karşılanmıştır. Ülkemiz gelişmiş Avrupa devletlerine bile sağlık alanında yardım eden bir duruma gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Şahin, Devletin dezavantajlı gruplar için sosyal yardımları anbean planlayıp yerine getirdiğini belirterek, “Gıda arzı yeterliliği ile ilgili ve ekonomik tedbirler aktif bir şekilde dinamik olarak alınmıştır. Çalışma hayatının sürekliliği için destek programları açıklanmıştır. Bu süreç devletin milletiyle beraber olduğu bir seferberlik halidir. Halkımızın bu süreçte devletimizin tüm imkânlarıyla yanında olduğunu hissetmesi ve süreci daha az endişeyle geçirmesi açısından göz ardı edilemeyecek en önemli husus, alınan önlemlerin ve bu kapsamda hayata geçirilen eylemlerin kamuoyuna en doğru, sağlıklı ve şeffaf bir şekilde anlatılmasıdır” dedi.
“Birçok yayıncı kuruluşumuz bu sorumluluğu hissederek pandemiyle mücadele sürecinin ne kadar öngörülü ve özverili olarak yürütüldüğünü vatandaşlarımıza hassasiyetle anlatmaya gayret göstermiştir. Ama maalesef bazı yayıncılarımız ise bu süreci sorumlu yayıncılık anlayışıyla karşılayamamış ve süreci aksine siyasi fırsatçılık yapmak için uygun bir ortam olarak görmüşlerdir. Ayrıca söz konusu yayıncılar pandeminin dinamik bir süreç olup yeni çıkan durum ve tehditlere göre kararları etkilediğini göz ardı ederek alınan önlemleri ve verilen kararları daha vicdanlı bir tutumla değerlendirmemişlerdir. Bu kapsamda RTÜK olarak tespit ettiğimiz söz konusu yayıncı kuruluşlara ilk etapta sözlü uyarılarda bulunduk. Defalarca yapılan uyarılara rağmen bazı yayıncılarımızın bunları dikkate almayıp, devleti milletiyle ayrıştıran tutum sergilemeye devam etiğini ve bunu bir alışkanlık haline getirdiklerini gördük. Bu sebeple Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak Kanundan aldığımız yetkiyle bazı kanallara cezai müeyyideler uyguladık. Buna rağmen bazı yayıncılarımızın halen bu sorumluluğu sahiplenmeyip aynı tutum içerisinde olduklarını ne yazık ki görmekteyiz. Geldiğimiz bu süreçte bunların devam etmesi halinde RTÜK’ün yasadan kaynaklanan diğer yetkilerini de kullanmakta tereddüt etmeyeceğini bir kez daha ifade etmek isteriz. Korona virüs pandemisiyle mücadele topyekûn bir mücadeledir. Mücadelenin devletin tüm kurumlarıyla birlik ve beraberlik içinde yapıldığının milletimize en doğru, en şeffaf şekilde anlatılması yayıncılarımızın vazgeçilmez bir sorumluluğudur. Tüm medya hizmet sağlayıcı kuruluşlarımızın, bu hassasiyeti merkeze alarak görevi kamuoyunu bilgilendirme olan yayıncılık görevlerini, sorumluluk bilinciyle vicdanlı bir şekilde devlet ve milleti ayrıştırmayacak şekilde yapmaları temennimizdir. Bunu bir kez daha yayıncılarımıza hatırlatıyoruz. Koronavirüs pandemisinde, sorumlu yayıncılık ilkesiyle devletimizin milletimizle beraberliğini güçlendirmesi yayıncılarımızın en önemli vicdani sorumluluğudur.Ayrıca, sorumluluk gerektiren makamlarda olanların açıklamalarında siyasi saiklerle hareket etmeleri yerine insani değerlere saygı çerçevesinde beyanatlarına dikkat etmelerini beklemekteyiz.”