Portal, Avrupa ülkelerini Sovyetler Birliği'nin dağılmasından önce sosyalist blokta yer alan ülkeler ve Batı Avrupa ülkeleri olarak iki gruba ayırdı. Portal, Rusya'nın Asya kısmının nüfusu ile birlikte bölgede toplam 740 milyon insanın yaşadığını belirtti.
Avrupa nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının Doğu Avrupa ve yüzde 60'ının Batı Avrupa'da yaşadığı belirtilen makalede, 9 Nisan’daki verilere dayanarak enfeksiyon vaka sayısında ikisi arasında 60 kat farka dikkat çekildi.
Vaka sayısı gizleniyor mu?
Makalenin yazarı, bu farka neyin sebep olabileceğini araştırdı. Versiyonlardan birine göre, gerçek vaka sayısı gizleniyor olabilir. Ancak, istatistiklerin tahrif edilmesi iddialarının politik olduğunu ve veriler sahte olsa bile, Doğu Avrupa arasındaki uçurumu ciddi şekilde değiştirmeleri pek olası görünmüyor.
Yazar aynı zamanda, hastalık ve ölüm sayısını az göstermekle suçlanan Çin'i örnek göstererek, son zamanlarda salgına karşı zafer ilan eden ve tüm bölgelerde karantinayı kaldıran bu ülkenin kendi ayağına sıkacağına ihtimal vermediğini belirtiyor.
Yazar, Kovid-19’un çok bulaşıcı olduğunun bilindiğini ve yayılması ile sıkı önlemlerin uygulanması arasında yeteri kadar zaman geçtiğine vurgu yaparak, virüsün Doğu Avrupa’da da yeteri kadar yayıldığını hatırlatıyor.
'Doğu Avrupa'da tedbirler daha sıkı'
Farklılığın bir diğer nedeninin ise mantalite olabileceğini belirten yazar, batılı ülkelerde insanlara bazı şeyleri dayatmanın zor olduğunu, doğuda ise birçok kişinin emirleri tartışmadan yerine getirdiğini ve mevcut durumda bunun muhtemelen bir kurtuluş işlevi gördüğünü belirtiyor.
Yazar ayrıca, Doğu Avrupa ülkelerinde alınan tedbirlerin ABD ve Batı Avrupa'ya kıyasla daha sıkı olduğuna da dikkat çekiyor.
Makalede tanımlanan dördüncü neden genetik olarak gösteriliyor. Doğu Avrupa’daki nüfusun çoğunun Slav ırkından olduğunu belirten yazara göre, bu insanlar 'spesifik genetik özelliklere' sahip.
Yazara göre, Kovid-19 kaynaklı morbidite ve mortaliteyi etkileyen bir başka faktör BCG aşısıdır. Doğu Avrupa'da bu aşı hala kullanılıyorken, Batı Avrupa bu uygulamadan çoktan vazgeçti.
Verem aşısı faktörü
İspanya ve Portekiz’i karşılaştıran makalenin yazarı, Portekiz’de tüberküloza karşı aşılar yapılırken, İspanya’nın BCG aşısını red ettiğini hatırlatarak, Portekiz'in komşusundan beş kat daha az bir nüfusa sahip olduğunu, ancak enfekte olan insan sayısının on kattan fazla farklılık gösterdiğini ve İspanya’daki ölüm oranının 39 kat daha fazla olduğunu belirtiyor.
Yukarıdaki teorilerin tümünün bu anomaliye uygulanması durumunda, BCG ile ilgili olanının en makul olduğunun görüleceğini kaydeden yazar, buna ek olarak, tüberküloza karşı aşıların yapıldığı doğuda ölüm oranının, bu tür aşıların yapılmadığı batıdan daha düşük olduğu Almanya'ya dikkat çekiyor.
Yazar, henüz incelenmediği için BCG'nin yeni koronavirüs üzerindeki etkinliğini tartışmak için çok erken olduğunu, ancak Doğu Avrupa'nın ABD veya İtalya'da meydana gelen 'dram' dan kaçınmayı şimdilik başardığını belirtiyor.