İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileriyle ilgili olarak Ülke TV'de açıklamalarda bulundu.
Soylu, burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yardım toplama kampanyasının durdurulmasına ilişkin soruya yanıt verdi. Bu konuda kendisine CHP'nin iki genel başkan yardımcısının "Bu işlerin içerisinde belediye başkanlarımız da olsun" dediğini ve kendisinin de bunu kabul ettiğini belirten Soylu, şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanlığı olarak bu görevi bize veren kanundur. Benim görevim kanuna uymak, kaos dönemlerinde kanunu ihlal etmeye çalışanlara da müsaade etmemektir. Bu kanun, dernekler, vakıflar, kamu kurum ve kuruluşları ancak yardım toplayacaklarsa, kampanya yapacaklarsa, eğer ilçesinde yapacaksa kaymakamdan, ilde yapacaksa validen izin alır. Eğer iller arası yapacaksa o ilden diğer valilere yazılır ve İçişleri Bakanlığı bu konuda bilgilendirilir. 2860 sayılı kanun 'Sadece yardım toplamakla bırakmayacaksın, onu da denetleyeceksin' diyor. Bu yetkiyi, istismar edilmemesi için bize veriyor. Bütün bunlarla beraber eğer vali izin vermişse yardım toplayabilirsin. Ama devlet, vali izin vermeden sen banka numaraları (IBAN) açıklarsan, 'Ben yardım topluyorum' dersen, siz başka bir devlet oluşturmak istiyorsunuz, bu kadar açık ve net."
'Ekrem İmamoğlu konuyla ilgili beni aradı'
Soylu, kendisini arayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yarım saat 'bir belediyenin yardım toplamak için neden izin alması gerektiğini' anlattığını söyledi.
Belediyelerin şartlı ve şartsız olmak üzere iki türlü bağış alabileceğini belirten Soylu, bunun yardım toplama olmadığını, yardım ile bağışı ayıran belediye kanunları bulunduğunu ifade etti. Devletin koyduğu kaideye herkesin uymak zorunda olduğunu vurgulayan Soylu, şunları söyledi:
"'Korona ile karşı karşıyayız onun için istediğimiz kanunu yapabiliriz', böyle devlet olabilir mi? Nerede kaldı devlet geleneği? Bu kadar basit mi devleti idare etmek? O zaman HDP'li belediyeler çıksın istedikleri yardımı toplasın, PKK'ya istedikleri gibi göndersinler. Kanun koyucu bu kanunu koyarken devleti, milleti korumuş, belediyeye demiş ki 'Senin yardım toplama yeteneğin var ancak bunu devletten izin alırsın ama bağış alırsın şartlı bağışı böyle alırsın.'"
'Provokasyon yapan hesaplar terör örgütleriyle ilintili'
Sosyal medya üzerinden dezenformasyon ve algı operasyonlarına da karşı mücadele verdiklerini anlatan Soylu, bu zor günlerde paylaşımlarıyla toplumun birliğini hedef alanlar olduğunu, bunların aynı zamanda terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan kaçınmadıklarını söyledi.
Aldığı kararlar nedeniyle eleştirilere maruz kaldığının söylenmesi üzerine Soylu, şunları kaydetti:
"Devletimiz hukuk devletidir. Bir suç unsuru bulunursa suç duyurusunda bulunuruz, değerlendirmesini ise savcılar yapar. Zor bir süreçten geçiyoruz. Birliğe ihtiyaç duyulan bir dönemde, devleti ve yöneticilerini hedef alan küfre varan noktaya giden hakaretlere karşı ne yapmamızı bekliyorlar? Bunu nasıl özgürlükle bağdaştıracaksınız? O zaman kanun olmasın, Meclis olmasın. O kanunlar niye çıkıyor? Devlet savaş, salgın, afet, kaos zamanlarında vardır ve kanunlar da bu dönemde şiddetin, terörün önüne geçilmesi için uygulanır. Bunu uyguladığımız için kötü olacaksak varsın kötü olalım."