Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, çalışma hayatına yönelik düzenlemeleri zorunlu kıldı. Bazı sektörlerdeki iş yerlerinin faaliyetlerin bir süre önce geçici olarak ara verilirken hem kamuda hem de özel şirketlerde esnek çalışma saatleri ve evden çalışma gibi alternatif modellere geçildi. Virüsle mücadelenin sürdüğü bu zorlu süreçte şirketlerin ayakta kalması adına alınan ekonomik tedbirler ve destekler ardı ardına gelirken, çalışanın iş kaybına uğramaması ve gelirden mahrum kalmaması da öncelikler arasında.
İş Hukuku Uzmanı Avukat Hasan Erdem, salgınla mücadele kapsamında işveren ve çalışanın üzerine düşen yükümlülükler, çalışma şartlarına ilişkin düzenlemeler ve olası fesih sebeplerine ilişkin RS FM'de konuştu.
‘İşverenin de çalışanın da yükümlülükleri var’
Avukat Hasan Erdem, işverenin işçinin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için tedbirler almakla yükümlü olduğunu belirtirken, çalışanın da işverenine karşı bağlılık ve dürüstlük kurallarına uymanın yanı sıra mesai arkadaşlarını korumakla ilgili yükümlülükleri olduğunu söyledi.
Bu kapsamda iki tarafın da gerekli tedbirleri almak ve karşı taraftan gerekli tedbirleri alması yönünde talepte bulunma hakkı olduğunun altını çizen Erdem, iş yasasında sağlıkla ilgili düzenlemeler konusunda bilgi verdi.
İş yasasının 24 ve 25. maddeleri ne diyor?
Erdem'in verdiği bilgiye göre; 24. madde kapsamında işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa işçi iş akdini derhal feshedebilir ve kıdem tazminatına hak kazanabilir. Ayrıca işçinin sürekli olarak doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa bu da fesih sebebi.
İşçi ve işverene haklı fesih hakkı veren 'zorlayıcı sebep' nedir?
Avukat Hasan Erdem'in özellikle vurgu yaptığı konu ise her iki tarafa da haklı fesih hakkı tanıyan 'zorlayıcı sebep'. 24 ve 25. maddelerin üçüncü bendi bu konuyu tanımlıyor. Buna göre işçinin çalıştığı iş yerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkması durumda, çalışan haklı nedenle iş akdini feshedebilir. 25. maddedeki düzenleme ile de işçiyi iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması, işverene haklı nedenle fesih hakkı veriyor.
Karantinayı zorlayıcı sebeplere örnek olarak gösteren Hasan Erdem, böyle bir durumda ortaya çıkan yasal durumu şu sözlerle anlattı:
"Diyelim ki kişi karantinaya alındı, işe gidemiyor. İşe gidemediği için ortada bir zorlayıcı sebep var. Yasa bu durumda 'ilk bir hafta boyunca işverenin yarım ücret ödeme yükümlülüğü' olduğunu söylüyor. Sonrasına ilişkin açık düzenleme ise feshe yönelik. İşveren sadece kıdem tazminatını ödeyerek işçinin iş akdini feshedebilir."
Kolaylaştırıcı seçenekler: Kısa çalışma ödeneği ve hizmet akdinin askıda kalması
Koronavirüs salgınının çok ciddi ekonomik yaralar oluşturacağını ifade eden Avukat Hasan Erdem'e göre böylesi zor bir dönemde, zorlayıcı sebeple fesih yolunun kullanılması çokta olumlu değil.
‘İstirahat raporunun kapsamı genişletilmeli, işverenin mali yükü azaltılmalı’
Avukat Hasan Erdem'in önerilerinden biri de 65 yaş üstü ile kronik rahatsızlığı olanların, 'şüpheli hastalıklar kodu' ile istirahatli sayılması yönünde bir düzenleme yapılması.
Sağlık Bakanlığı'nın düzenlemesi işe yurt dışından gelenlere 14 günlük karantina süreci için, pasaport kaydını sunmaları kaydıyla, istirahat raporu verildiğini hatırlatan Erdem, bunun söz konusu kişileri de kapsayacak şekilde genişletilmesi ile hem işverenin mali yükünün azaltılacağını hem de çalışanın mali güvencede olacağını söyledi:
"65 yaş üstü ile kronik rahatsızlığı olanlara şüpheli hastalıklar kodu ile istirahat raporu verilmeli. Bu kişiler istirahatli sayılacağı için evdeyken de SGK'dan geçici işgöremezlik ödeneği alacak. Aynı zamanda iş verenin ücretle ilgili yükümlülüğü de sigorta primi ödemekle olan yükümlülüğü de hafiflemiş olacak. Ara çözüm olarak, sosyal devlet ilkesi kapsamında olması gerekenlerden biri de bu."