Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının merkezi hızla doğudan batıya kayarken Washington, salgın karşısında gerekli önlemleri almama suçlamalarıyla günden güne daha fazla muhatap hale geliyor. ABD’de vaka sayısı 46 bin 481'e çıkarak, Çin ve İtalya'dan sonra üçüncü sırada yer alırken; ABD Başkanı Donald Trump, halen ulusal karantina ilan edilmemesinde ısrarlı. Halbuki, ABD’den farklı olarak erken karantina önlemleri alan Çin’de vakalar çoktan gerileme safhasına geçmiş, ülke genelinde salgın sebebiyle inşa edilen hastaneler bile ihtiyaç olmaması gerekçesiyle kapanmaya başlamış durumda. Başka bir deyişle, Çin örneği ekonomiyi korumanın da halk sağlığını korumaktan geçtiğini gösterdi.
‘ABD’li yetkililerin açıklamaları, krizi ciddiye almadıklarını gösteriyor’
Sağlık krizi yönetiminde taban tabana zıt süreçlere sahip iki ülkede alınan ve alınmayan önlemleri, Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Üyesi Yusuf Tunçer, Sputnik’e değerlendirdi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya genelinde yeni Kovid-19 vakalarının yüzde 85'inin Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden bildirildiği ve salgının yeni merkezinin ABD olabileceği yönündeki açıklamalarını hatırlatan Tunçer “Dünya Sağlık Örgütü’nün bu açıklamalarına rağmen, ABD’li yetkilerin yaptıkları açıklamalar, kapılarına dayanan tehlikeyi ciddiye almadıklarını gösteren önemli bir gösterge” yorumunda bulundu.
‘Batı, Asya ülkelerinden farklı olarak ekonomiyi halk sağlığının önünde tutuyor’
Tunçer’e göre Batı, Asya ülkelerinden farklı olarak ekonomiyi sağlığın önüne koyan bir tutum içerisinde:
“Salgın, başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinde kontrol altına alınırken, ABD merkezli olarak hızla Batı’ya kayıyor. ABD salgının getireceği toplumsal hasarlara karşı sağlık önlemleri açısından hazırlık yapmıyor. Trump’ın ‘Ekonomik durgunluk koronadan daha çok can alıyor’ sözü de önceliklerinin Çin’in yaptığı gibi toplum sağlığı değil, ekonomik düzen olduğunu gösteriyor.”
‘Çin’de tedbiri devlet alıyor, ABD’de halk kendi derdine düşmüş durumda’
Tunçer, koronavirüs gibi dünyayı sarsan krizlerde kamucu anlayışın önemli rolüne işaret ederek “Çin’de ÇKP liderliğindeki devlet yönetimi salgınla mücadelede toplumu bir orkestra yönetir gibi disiplinli bir biçimde yönetirken, ABD’li yurttaşlar devletlerini hissedemediği ya da güvenemediği için yaşanacak olası toplumsal karmaşaya karşı şimdiden kendi tedbirini almaya çalışıyor. Toplamda baktığımızda, başta ABD olmak üzere liberalizme dayalı Batı sistemlerinin can çekişip çuvalladığını, Çin gibi kamucu anlayışla yönetilen sistemlerin insanlığın karşılaştığı zorluklarla baş etmede önümüzdeki dönemin ihtiyacı olduğunu görüyoruz. İnsanlığın geleceği liberalizmde değil, kamuculuktadır” diyor.
‘ABD’de silah satışları yüzde 800 arttı, panik had safhada’
Tunçer, ABD’deki koronavirüs salgınının tam anlamıyla panik ve kaos ortamı yarattığını şöyle anlatıyor:
“Salgının yol açabileceği ekonomik krizin sosyal düzeni bozacağı endişesiyle ABD'de silah satışlarında yüzde 800 civarında artış yaşandı. ABD’de yaşayan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre; intihar sayılarında ve aile içi şiddet, hırsızlık, çatışma, cinayet olaylardaki artış nedeniyle bu olaylarla ilgili televizyonlardan desteğe ihtiyacı olan insanlara başvurmalarını istedikleri iletişim bilgilerini paylaşıyorlar.”
