Diyarbakır Sağlık Platformu, koronavirüs salgını ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Diyarbakır Tabip Odası’nda düzenlenen ve çok sayıda gazetecinin katıldığı basın toplantısında bazı gazeteciler önlem olarak maske takması dikkat çekti.
Açıklamayı okuyan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, hastalığın diğer ülkelerdeki yayılma hızına dikkat çekerek, önümüzdeki 1-2 haftanın çok kritik olduğu anlaşıldığını söyledi. Demir, hasta sayısının hızla artabileceğini öngörerek, “Planlamaları ivedilikle yapmak ve gerekli önlemleri zamanında alarak uygulamak, yaşamsal önemdedir” dedi.
‘Bugüne kadar 7 binin üzerinde hastada test yapıldığını biliyoruz’
“Yeterince test yaparak hastalığın yaygınlığı saptanmalı, yaygınlığın derecesine göre ‘sosyal mesafe’ önlemleri devreye alınmalıdır” diyen Demir şöyle devam etti:
“Öncelikle hastaların ve temas ettiklerinin saptanması ve Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak kabul ettiği bu salgının ülkemizdeki yaygınlığının belirlenmesi için ulaşılmış olması gereken test sayısının çok gerisinde olduğunu belirtmek durumundayız. Bugüne kadar 7000’in üzerinde hastada test yapıldığını biliyoruz. Oysa salgınla mücadelede başarılı olan ülkelerin deneyimleri bu sayının çok daha üzerinde olmamız gerektiğini göstermektedir. Örneğin Güney Kore’de bu kadar düşük bir ölüm oranın olması yaygın yapılan test sonucuna göre aksiyon alınmasından kaynaklanmaktadır. Bakanlığın uygulanan test sayıları ile pozitif ve negatif çıkan test sayılarını günlük olarak kamuoyu ile paylaşmasını gerekli buluyoruz.”
‘Bölge açısında da merkez olduğundan Diyarbakır’da da testin yapılması gerekmektedir’
Testlerin sınırlı sayıda merkezde yapılıyor olmasının da önemi giderek daha fazla anlaşılacak bir eksik olduğunu belirten Demir, “Test merkezlerinin hızla artırılması ve alt yapısı yeterli üniversite laboratuvarlarının da sürece dâhil edilmesi gereklidir. Sağlık Bakanlığın referans merkezi olarak belirlediği 25 hastaneden bir de Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi. Ama burada testler bakılmıyor. Şu anda Türkiye genelinde sadece 6 merkezde test yapılmaktadır. Bu testlerin Ankara’ya gönderilmesi ve sonuçlarının alınması zaman almaktadır. Sağlık bakanlığı, bu hafta içinde bu merkezlerin sayısını 16 ya çıkaracağını bildirdi. Büyükşehir olması ve bölge açısında da merkez olduğundan Diyarbakır’da testin yapılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
‘Sağlık çalışanlarını korumadan toplumu koruyamazsınız’
Sağlık çalışanların mevcut durumuna dikkat çeken Demir şunları söyledi: “Sağlık çalışanlarını koruyucu önlemler eksiksiz ve tüm çalışanları kapsayacak biçimde alınmalıdır. Salgının yönetilmesi için hastanelerde, ilçe, il ve ulusal düzeyde koordinasyonu sağlamaya yönelik bir işleyiş planı bir an önce hazırlanmalı ve uygulanmaya başlanmalıdır. Sağlık çalışanlarının salgın yönetimi sırasında yaşayabilecekleri aksaklıkları iletecekleri bir yapı oluşturulmalıdır. Hastalığın yayılmasını azaltmak için sadece bu hastaların izleneceği merkezler oluşturulması konusunda bir hazırlığa gereksinim vardır. Salgında en fazla risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır. Sağlık çalışanlarının hastalıktan korunması için gereken önlemler bir an önce alınmalıdır. Sağlık kuruluşlarında kişisel koruyucu malzeme eksikliği sahada gördüğümüz önemli sorunların başında gelmektedir. Kamusal ve özel sağlık kurumlarında sağlık çalışanları için gerekli olan uygun nitelikteki kişisel koruyucu malzemeler (cerrahi/basit maske, N95/FFP2/FFP3 türü maskeler, önlük, eldiven) yeterli düzeyde temin edilmelidir. Sağlık kuruluşlarında ihtiyacı karşılamaya yetecek miktarda el antiseptiği bulundurulmalıdır.
Dünyada virüsün görüldüğü tüm ülkelerin vakaların yaşandığı şehirleri ve bölgeleri açıkladığına dikkat çeken Demir “Söz konusu bölgeleri çevreleme, izole etme, kontrol altına alma gibi özel önemler aldığı bilinmektedir. Dolayısıyla ülkemizde de vakaların yaşandığı il ya da iller bir an önce açıklanmalı ve buralardaki koruyucu önlemleri artırmalıdır” dedi.
‘Acil ve çok gerekli haller dışında hastaneye gitmemek gerekir’
Demir açıklamada şu önerilerde bulundu: “El hijyeni önlemlerine dikkatle uyulmalı, eller sık sık temizlenmeli, (su ve sabun yeterlidir, buna ulaşılamayacağı durumlarda alkollü el antiseptikleri kullanılabilir) kirli eller asla yüze göze ve buruna götürülmemelidir.
Sağlıklı insanların maske kullanmasına gerek yoktur. Herhangi bir viral solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olan kişinin öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağzını tek kullanımlık kâğıt mendil ile örtmesi, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içini kullanması gereklidir. Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere girmemesi, eğer girmek zorunda kalınıyorsa tıbbi maske kullanması önerilmektedir. Maskeyi çıkarıldığında hemen çöpe atılmalı ve eller yıkanmalı veya antiseptikle temizlenmelidir. Tokalaşma, Sarılma gibi yakın temastan sakınmak gerekir. Bulunduğumuz ortamı havalandırmak gerekir. Bol şunu tüketmek, dengeli ve sağlıklı beslenmek gerekir. Hastaneler salgın durumunda bulaşıcılığın en çok görüleceği yerler olacağından, Acil ve çok gerekli haller dışında hastaneye gitmemek gerekir.”