‘İstanbul’un 100 Deyimi’ adlı eseri İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yayınlanan ve bu sayede unutulmaya yüz tutmuş deyimler dahil, İstanbul’a ilişkin çok sayıda deyimi, bu deyime kaynaklık eden açıklamalarıyla okuyucuya sunan İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Çilem Tercüman, Serhat Sarısözen ile Gündem Dışı’nın stüdyo konuğu oldu.
“Deyimler ve atasözleri o coğrafya ya da zamana ait unsurlardan da oluşabiliyor” diyen Tercüman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul’un Türkçesini, o dönem İstanbul’da konuşulan o geniş kitlenin deyimlerini ortaya çıkarmaya çalıştım. Gündelik hayatın içinde belki de sayfalarca yazabileceğiniz bir anlamı deyimler ve atasözleri sayesinde anlatabiliyorsunuz. Dili zenginleştiren unsurlar ve Türkçe’nin yazılı ve sözlü dili de bu anlamda çok zengin.”
‘Sen burada bir doğuyorsun ben orada dokuz doğurdum’
‘Balık kavağa çıkınca’, ‘derdini Marko Paşaya anlat’, ‘dingonun ahırı’ gibi çok sayıda deyimin tarihi kökenini de yayında anlatan Tercüman, ‘dokuz doğurmak’ deyimine ilişkin olarak şunları söyledi:
“Tahir Paşa, Kaptan-ı deryalığı sırasında asayişten de sorumlu tutuluyor. Çok öfkeli ve sert bir paşa. Koyduğu kurallara en ufak bir riayetsizliğe çok ağır cezalar veriyor. Geceleri fenersiz sokağa çıkma yasağı getiriyor. Yakalanıp getirilenlerden bir tanesi karısı doğum yapmak üzere olduğu için fenersiz sokağa çıkmak zorunda kalıyor ve bu adam Paşa’nın huzuruna getiriliyor. Huzura çıkmadan önce birkaç kişi Paşa’nın huzuruna çıkıyor ve cezalandırılıyor; bu adamcağız da bekliyor. Paşa, adamın mazeretini haklı bulup onu affediyor fakat öncekileri cezalandırdığından adamcağız o kadar korkuyor ki eve dönüp geç kaldığı için sitem eden ve ‘Ben burada doğuruyorum sen neredesin!’ diyen karısına ‘Sen burada bir doğuyorsun ben orada dokuz doğurdum’ diyecektir.”