Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şunları söyledi:
- Özellikle İdlib bölgesindeki harekatımızdan sonra NATO, 4. madde kapsamında bir toplantı gerçekleştirdi ve bu toplantıda Türkiye'ye nasıl yardım edebiliriz, hangi konularda destek verebiliriz, bunlar değerlendirildi. Türkiye olarak da biz bugüne kadar Türkiye için uyarlanmış planlar vardı, o planların uygulanmayan kısımlarının uygulanması dahil istihbarat desteği, denizden, havadan, karadan, hava savunma sistemi, tüm bunları gündeme getirmiştik. NATO Genel Sekreteri tüm birimlerin, askeri birimler dahil bu konuda bir hazırlık yapmasını istedi ve bu hazırlıkların gayet güzel şekilde yapıldığını dün Sayın Cumhurbaşkanımıza söyledi. Konya'daki Awacslar uçmaya başladı. İstihbari paylaşım dahil bazı destekler verilmeye başladı. Bundan sonraki süreçte NATO ile iş birliğimizi nasıl geliştireceğiz ve Türkiye'ye verilen sözlerin tutulması konusunda hangi adımlar atılacak bunları değerlendirdik.
- AB'nin verdiği sözleri tutmadığı ortada.
- Hem (İdlib'den göç) gelmesin diyorsunuz hem de insanların burada yaşaması için (Avrupa'dan) hiçbir destek vermiyorsunuz.
- Artık Türkiye'yi oyalama devri bitmiştir.
- Avrupa'nın sınırları Türkiye-Yunanistan sınırından başlamıyor. Avrupa'nın sınırları Türkiye'nin güneydoğu sınırlarından başlıyor. Avrupa'nın sınırları, İran sınırından başlıyor, Boğaz'dan da başlamıyor. Suriye'den, İran'dan, Karadeniz'den, Irak'tan başlıyor. Avrupa'nın sınırları Yunanistan'dan başlamıyor. Daha da kuzeyden gidecek olursak, Avrupa'nın sınırları, yani büyük Avrupa'nın sınırları Azerbaycan'dan başlıyor. Kazakistan'ın bir kısmı da Avrupa sınırları içinde.
- Gerçekten sığınmacıların, Yunanistan sınırında gördüğü muameleyi görünce insan, insanlığından utanıyor. Bu nasıl insanlık? Bir de medeniyetten, demokrasiden bahsediyorlar. Bize insan hakları dersi vermeye çalışıyorlar. Türkiye'de böyle bir şey olsaydı tüm dünya ayağa kalkmaz mıydı? Kalkardı.
- Bizim genel anlamda göçmen politikamız değişmedi ama gitmek isteyen bir insanı da zorla tutma yükümlülüğümüz yok. O da doğru değil.
M-4 yolunun trafiğe açılması konusunda 6 kilometre kuzeyinde ve 6 kilometre güneyinde neler yapılabilecek, hangi adımlar atılabilecek, bunu görüşmek için Rusya'dan bir heyet geldi. Bugün askeri makamlarımızla görüşecekler. 7 gün içinde burada askerlerimiz Rus askerleriyle birlikte bazı adımlar atacak. Ateşkesin kalıcı şekilde tesis edilmesi için atılması gereken adımlar var. Bunları da görüşmeye devam edeceğiz. Şimdiden bu bölgedeki bazı göçmenler evlerine dönmeye başladı. 'Burada ne işimiz var, girmeyelim, geri çekilelim' diyenler, ateşkes olunca da 'Niye ateşkes oldu' diyorlar. Vatandaşlarımızı, milletimiz gerçekleri görüyor. Bizim niçin burada olduğumuzu, burada olmamızın neler sağladığını biz de görüyoruz, vatandaşlarımız da görüyor. Buradaki mevcudiyetimiz de devam edecek.
Rejim ilerlemeye çalışırsa ne olacak? Rejim ateşkese uymazsa, bunu da Moskova'da net şekilde ortaya koyduk, bugüne kadar kahraman ordumuz, Mehmetçiğimiz, askerimiz, silahlı kuvvetlerimiz ne yaptıysa onu yaparız. Karadan onu yaparız. SİHA'larımız bugüne kadar rejim unsurlarını nasıl yok ettiyse, orada uçaklarmış, helikopterlermiş, tanklarmış, hava savunma sistemi ya da karıştırıcı ne varsa, kimyasal silahların ya da varil bombalarının yapıldığı tesislerin yok edilmesi dahil ne gerekiyorsa onu yaparız. SİHA'larımız tüm dünyada nam saldı. Herkes bizim SİHA'larımızı konuşuyor. Tüm dünyadaki yankısını görüyoruz. Eskiden bunları almak için başkalarına yalvarıyorduk. Ama şimdi herkes Türk SİHA'larını almak için sıraya giriyor.
- ABD istese bir Patriot'u yine getirip koyabilir. Hava savunma sistemi bu. Aynı şekilde istihbarat paylaşımı dahil, havadan, karadan bazı destekler verebileceklerini söylediler. Her zaman olduğu gibi yine bu süreçte de ABD içinde farklı kurumlardan farklı sesler geldi. Dolayısıyla kimin ne söylediği değil, önümüzdeki süreçte nasıl bir destek verip verilmediğini göreceğiz.
- İçerideki süreçler ne ise bunları tamamlamak senin yükümlülüğün, benim değil. Kongre'ye gidip ben yalvarmayacağım 'siz izin verin de ben Patriot alayım' diye. Eğer satmak istiyorsanız kendi sürecinizi kendiniz tamamlarsınız. Alabiliriz. Ama bunu başka bir şarta bağlamak doğru değil. Biz de 'Bize burada geçici, hemen acil ihtiyacımız var bir tane Patriot sistemini kurarsanız sizden daha sonra alırız' demedik. Biz sizden doğrudan almaya hazırız dedik.
- İstediğimiz esasen hayali ve yeni şeyler değil. Her şeyden önce daha önce Türkiye için uyarlanmış savunma planları var. NATO'nun Türkiye'ye verebileceği desteğin paketinden bahsediyorum. Bunun için de uygulanan var ama uygulanmayanlar çok. Daha önce alınmış bir kararın uygulanması gerçekleştiği zaman, zaten fazla bir şey yapmaya gerek yok.
- Bugün İdlib'den, Suriye'den dolayı 'Rusya rejimi destekliyor. Türkiye bir harekatı başlattı. Dolayısıyla Rusya ile ilişkilerde bir gerilme oluyor. Ben bundan yararlanayım' anlayışı olursa, yarın başka basit veya ciddi bir konudan dolayı tekrar geri adımlar atılır. Kimse fırsatçılık yapmasın. AB de Avrupa ülkeleri de ABD de fırsatçılık yapmasın. Gerçek anlamda müttefik olarak görüyorlarsa ve bundan sonra da görmek istiyorlarsa ve ilişkilerimizi bu çerçevede yürütmek istiyorlarsa, Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı sorunlar veya rahatsız olduğu konularda gerekli adımları atmaları gerekiyor. YPG/PKK yerine Türkiye tercih edilsin. FETÖ ile mücadelemize destek verilsin. Günübirlik hamlelerle ilişkiler gerçek anlamda iyileştirilemez. Kötü tablo çizmek için söylemiyorum. Sadece şunu söylemek istiyorum. Bizim ABD ile olan ilişkilerimiz üçüncü bir ülke ile olan ilişkilerimize bağlı olmamalı.