'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılandığı davada ilk kez hakim karşısına çıkan ve Fethullah Gülen’in en yakınındaki isim olan Yusuf Bekmezci, hakkındaki iddiaları reddederken, Gülen ile gençlik yıllarında tanıştığını ve ABD'de ziyaret ettiğini söyledi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada züccaciye işiyle uğraştığını anlatan Bekmezci, hayatında hiç terör örgütüne bulaşmadığını savundu. Askerden geldikten sonra İzmir’deki Kestane Pazarı Camii'ne gittiğini ve burada Fethullah Gülen ile tanıştığını anlatan Bekmezci, “Ankara’dan Diyanet mensubu bir zatı muhterem geldi. Adının Fetullah Gülen olduğunu öğrendim. Kendisi ile burada tanıştık. Kendisiyle başka bir ilişkim olmamıştır” şeklinde konuştu.
'İnsanın gülmesi geliyor'
Mahkeme başkanının Gülen’in kendilerine Bank Asya’ya para yatırma talimatının olup olmadığını sormasının üzerine, “Bu konuda kendisinin etkisi de yok, yetkisi de yok. Bank Asya’ya para yatırmadım” dedi.
Mahkeme başkanının ‘örgütün kasası’ olduğu iddiasına “Ben herhangi bir örgütle karşılaşmadım” diye cevap veren Bekmezci, mahrem imamlara vaaz verdiği iddiasına ilişkin de, “İnsanın gülmesi geliyor. Ben ilkokul mezunuyum. Benim O insanlara akıl verecek kadar aklım yok. Büyük oluşumları yönetecek karakterde bir insan değilim” diye konuştu.
Mahkeme başkanının, Fethullah Gülen ile en son ne zaman görüştüğünü sorması üzerine, “Bundan 7-8 yıl önce” diye cevap veren Bekmezci, “Amerika’da eğitim gören torunlarımı görmek için gittiğimde Fetullah Gülen’den de randevu aldım ve görüştüm. Onun haricinde başka görüşmem olmadı. Daha sonra torunum evlendiği için 1-2 kez daha Amerika’ya gittim” dedi.
'81 yaşındayım, kendi ihtiyacımı bile gideremiyorum'
15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimine karşı bir bilgisi olmadığını savunan Yusuf Bekmezci, “Darbe girişimi ile ilgili bir şey duysam öyle ahlaksızlık yapan insanlara karşı olurdum. O ahlaksızların içinde yer almadım. Yapılanlardan haberim varsa Allah şahsımın belasını versin. 81 yaşındayım, kendi ihtiyacımı bile gideremiyorum” diye konuştu.
Darbe girişimi sırasında İzmir’deki evinde olduğunu ve olaylardan haberi olmadığını yineleyen Bekmezci, “Yanımda darbe konuşan birisi olsaydı onun ağzına ilk ben vururdum” dedi. Bekmezci, örgütün gizli haberleşme programı Bylock’tan da haberdar olmadığını savundu.
'İlk günden beri Gülen’in yanında'
Mahkemede SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) aracılığıyla gizli tanık olarak dinlenen 'Zaman' kod adlı kişi ise Bekmezci’nin, FETÖ’nün cemaat ismiyle kurulduğu ilk günden beri Fethullah Gülen’in yanında olduğunu söyledi.
O zamanlar cemaatin çok güçsüz olduğunu ve toplantılara 6 kişi civarında katılım olduğunu söyleyen gizli tanık 'Zaman', “Yusuf Bekmezci bu toplantılardan birinde kendi göğsüne vurarak ‘Kimse yoksa ben varım’ dedi. Kendisi Kazakistan’da FETÖ’nün ilk yapısını kuran insandır. Fethullah Gülen onun için ‘Onu üzen, beni üzmüş sayılır’ ifadesini kullanmıştır. Cemaat içinde kararları Yusuf Bekmezci verirdi” dedi.
'Bu para toplanmadan bu odanın kapısı açılmayacak'
Bir keresinde Bekmezci’nin İzmir’de ‘babalar grubu’ olarak anılan büyük iş adamlarıyla bir toplantı gerçekleştirdiğini anlatan gizli tanık 'Zaman', “Bekmezci kendilerinden bağış isteyerek, ‘Bu para toplanmadan bu odanın kapısı açılmayacak’ dedi. O toplantıda 2 milyon liraya yakın para toplandı. Fetullah Gülen ile randevusuz görüşebilen ender kişilerdendir. Yusuf Bekmezci, Fetullah Gülen tarafından övgülerle anılan birisidir” diye konuştu.
'Erdoğan, Başbakan iken birçok kez suikast girişiminde bulundular'
Bekmezci’nin Kazakistan’da FETÖ için önemli işler yaptığını vurgulayan 'Zaman', şunları söyledi:
“Kazakistan’da darbe yapmadan devleti ele geçirdi. 15 Temmuz darbe girişimi 2010’lu yıllardan beri biliniyordu. Darbenin nasıl olacağı Fetullah Gülen tarafından tarihine kadar bildirildiği toplantılar yapılmıştı. Bu toplantılarda Bekmezci, karar verici olarak yer alıyordu. Fethullah Gülen, kansız bir darbe planlıyordu. Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi gitmesi için MİT operasyonu ve 17-25 Aralık operasyonlarını düzenlediler. Erdoğan, Başbakan iken birçok kez suikast girişiminde bulundular. En sonunda darbenin kanlı olmasına karar verdiler. Fetullah Gülen, ‘Stadyumlar kanla dolacak’ dedi. 5 bin kişilik bir liste hazırlandı. Bu listede kimin stadyumda infaz edileceği, kimin cezaevine gönderileceği yazılıydı. Darbeye karşı çıkan kişiler infaz edildi. İsmini hatırlamadığım Marmara Üniversitesi'nden bir profesör Fethullah Gülen’in yaptıklarına karşı çıktığı için kaza süsü verilerek öldürüldü."
'Amaçları Erdoğan’ı attan düşürüp boynunun kırılmasıydı'
Cemaatin, Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki evinin karşısındaki bir evde suikast hazırlığı yaptığı sırada korumaların ay ışığının yansımasıyla keskin nişancı tüfeğini fark ettiklerini anlatan 'Zaman', “Bu olayı DHKP-C’ye yıktılar. Hablemitoğlu suikastını da cemaat yaptı. Erdoğan’ın attan düştüğü gün, o ata çeşitli ilaçlar verdiler. Amaçları Erdoğan’ı attan düşürüp boynunun kırılmasıydı. Erdoğan için sıralı zehir kullandıklarını da biliyorum” şeklinde konuştu.
'Örgütün amacı dünyayı ele geçirmek'
Bekmezci’nin örgütte orta kademede değil en üstte yer aldığını iddia eden 'Zaman', "Yusuf Bekmezci, örgütün karar merciindedir. Muğla’da Bekmezci’ye benzeyen sahte birisi var. Onun üzerinde Yusuf Bekmezci’ye ait kimlik var. Cemaat, örgüt için önemli olan bu kişilere perdeleme yapar” dedi.
FETÖ’nün Türkiye’yi bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü ve sonraki hedeflerinin Orta Asya ile Amerika’yı ele geçirmek olduğunu iddia eden 'Zaman', “Zaten Amerika’yı ele geçirdiklerinde tüm dünyayı ele geçirmiş olacaklardı. Örgüt ABD’de çok güçlüdür” ifadelerini kullandı.