'Bylock kullanmış olsaydım tespit raporu gelirdi'
Sanık Taner Kılıç savunmasında ByLock kullandığı iddiasına ilişkin olarak, "Savcının mütalaasında delil olarak telefonumda 27 Ağustos 2014 tarihinden itibaren örgütün gizli yazışma programı ByLock'un tespit edildiği söyleniyor. HTS kayıtlarına göre 2012 yılından beri aynı telefonu kullanıyorum. ByLock kullanmadım. Bunda bir yanlışlık olduğunu düşündüğüm için de gayet rahat davrandım. Emniyette, sulh ceza hakimliğinde, duruşmalarda da ByLock konusunda bir yanlışlık olduğunu söyledim. Bir hata olduğunu söyledim. İlk tutuklandığım tarihten itibaren 3 yıl geçmesine rağmen hala ByLock tespit tutanağı dosyaya gelmemiştir. ByLock kullanmış olsaydım tespit raporu gelirdi. Hakkımda beraat kararı verilmesini talep ediyorum" dedi. Kılıç, mütalaadaki Bankasya'ya örgüt liderinin talimatından sonra para yatırdığı ve hesap hareketlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu iddialarını da reddetti.
Beraatlerini talep ettiler
Duruşmaya katılan diğer sanıklar da, savcının mütalaasındaki suçlamaları reddederek beraatlarını talep etti. Sanık avukatlarının bir kısmı da sırayla savunma yaparak sanıkların beraatlarını istedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarını tamamlamasının ardından bir kısım avukatların savunmalarını tamamlamadığı gerekçesiyle duruşmayı 3 Nisan'a erteledi.
İddianame
İddianamede, o dönem Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç hakkında 'Silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla, diğer şüpheliler hakkında ise, 'Silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlamasıyla 7.5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanıkların Adalet Yürüyüşü'nü kaosa çevirmeye çalışmak istedikleri, PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütleriyle irtibatlarının bulunduğu ve bu örgütlere yardım kastıyla hareket ettikleri ileri sürülüyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 11 sanığın yargılandığı Büyükada davasının tek tutuklu sanığı.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirilen 31 Ocak 2018 tarihli duruşmada tahliye edilen Kılıç'ın, savcılığın tahliyeye itiraz etmesi üzerine 1 Şubat 2018'de tekrar tutuklanmasına hükmedildi. Kılıç, 15 Ağustos 2018'de mahkemenin yaptığı aylık tutukluluk incelemesi sonucunda tahliye edildi. 27 Kasım 2019'da görülen duruşmada ise savcı esas hakkındaki mütalaasını vermiş, sanıklardan Taner Kılıç hakkında "Silahlı terör örgütüne (FETÖ/PDY) üye olma" suçundan, sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu'nun ise "Silahlı terör örgütlerine (FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C) yardım etme" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisleri istendi. Diğer 5 sanığın ise beraatları talep edildi.