İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolları'na ait içerisinde 2'si bebek 177 yolcu, 6 mürettebat olmak üzere toplam 183 kişi bulunan uçak, inişten sonra Sabiha Gökçen Havalimanı'nda pistten çıktı. Olayda 3 kişi hayatını kaybederken, 3'ü ağır 179 kişi de yaralandı.
Kazayı yorumlayan Hürriyet gazetesi havacılık yazarı Uğur Cebeci, "Rüzgâr kırılması ile ilgili dünyanın önemli havalimanlarında bilgi veren cihazlar var. Ancak Sabiha Gökçen’de bu cihaz yok" dedi.
Cebeci'nin değerlendirmesi şu şekilde:
"İlk olarak rüzgâr kırılması yaşanmış olabilir. Yüksek arka rüzgârla da uçağın sürati artmış. Eğer bu esnada pilot da gaz kesmişse uçak kontrolden çıkıyor. Bu durumda pilotlara göre yapılması gereken en doğru yol pisti pas geçmektir. Rüzgâr kırılması ile ilgili dünyanın önemli havalimanlarında bilgi veren cihazlar var. Ancak Sabiha Gökçen’de bu cihaz yok. İstanbul Havalimanı’nda ise rüzgâr kırılması ile ilgili uyarı yapıldığı bilgisi paylaşıldı. Bunun dışında pistlerde, uzun süreli olmasa da aşırı yağmurlarda kısa süreli tabakalar oluşabilir. Böyle olunca da pist ile uçak bütünleşmesi tam olarak sağlanamayabilir. Bu durumu bir arabanın suya girdiğinde savrulması gibi tanımlayabiliriz. Böylece uçak savrulmasının güçlenme ihtimali var.
Uçak pistten çıktıktan sonra da aşırı yağmurdan yumuşamış olan toprağa gidiyor. Burada uçağın iniş takımları toprağa saplanıyor. Ancak uçağın motorları güç üretmeye devam ediyor. Bu da uçağı ileri itiyor. Yaşanan bu durum sebebiyle uçağın imalat şemasındaki gibi uçak 3’e ayrılıyor. Kokpit kısmı ters dönüyor, orta gövde ve kuyruk kısmı da ayrılıyor. Bu kazada ise 3’e ayrılan uçaklarda görülmeyen bir dağılma yaşanıyor. Uçağın kara kutularının çözümü ve kulenin konuşmaları tam olarak ortaya çıkmadan bu kazanın tam olarak gerçek nedenine ulaşmak zordur."