Kamu İktisadi Teşebbüsleri'nde (KİT) denetim yapılması için 1938 yılında Yüksek Denetleme Kurulu'nun kurulduğunu ve 1945'te denetim kılavuzunun yürürlüğe konulduğunu belirten Sayıştay Başkanı Baş, o dönemlerde TBMM KİT Komisyonu'na giden raporların söz konusu kılavuza göre düzenlendiğini söyledi.
Baş, Anayasa'ya göre KİT'lerin denetimini yapma görevinin komisyonda olduğunu ifade ederek, gerek dönemindeki adıyla Yüksek Denetleme Kurulu'nun gerekse Sayıştay Başkanlığı'nın söz konusu kurumların denetimini yapmak üzere komisyona yardımcı olduklarını belirtti.
Baş, çalışma sürecinde geçmişte ihtiyaç dolayısıyla yer verilmiş ancak bugün itibarıyla gerek duyulmayan pek çok bilgiye yeni formatlarında yer vermediklerinin altını çizerek, şunları söyledi:
"Yeni formatımızda yer vermediğimiz kısımlar KİT'lerin faaliyet raporlarında ve stratejik planlarında olan ve kurumların gelecek hedeflerine ilişkin projeksiyonlardan oluşuyor. Bunlar da kurumlar tarafından farklı formatlarda her yıl Meclise iletiliyor. Geçmişte kurumların faaliyet raporları ve stratejik plan oluşturma gibi bir yükümlülüğü olmadığı için KİT Komisyonuna kurumla ilgili ne kadar bilgi varsa Sayıştay denetim raporunda sunuluyordu."
'Raporları alandan gelmeyen kişilerin de anlaması için yoğun çaba gösterdik'
Baş, yeni format üzerine çalışırken milletvekillerinden raporların anlaşılır ve sade olması yönünde talepler geldiğini belirterek, "Hazırladığımız raporları, alandan gelmeyen, muhasebe, finans, mali tablo ve denetim gibi alanlarda bilgisi olmayan kişilerin de anlayabilmesi için de yoğu çaba gösterdik" dedi.
Söz konusu yeni formata ilişkin bazı milletvekillerinin 'kelime sayıları azalmış, sansürleme yapılıyor' diye eleştirel açıklamalarda bulunduğuna işaret eden Baş, şöyle konuştu:
Eski kılavuza göre hazırlanan 2016 raporlarının yeni sisteme göre oluşturulandan iki kat kalın olduğuna işaret eden Baş, yeni formatla hazırlananda sayfa sayısı düşse de niteliğin arttığını anlattı.
Baş, yeni formata göre hazırlanan 2017 raporundaki bulgular ve tespitlerin 2016'ya göre arttığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"TEDAŞ'ta 2016'da 10 bulgu varmış, 2017'de 12 olmuş, 2018'de 22 bulgu tespit edilmiş. Aslında rapor iki kat büyümüş ancak hacim olarak değil içerik olarak, kalitesi artmış. TCDD'de 2016'da 15 bulgu varken 2017'de 30'a çıkmış, yine TOKİ'de 2016'da tespit edilen 10 bulgu 2017'de 42'ye çıkmış. Dolayısıyla bulgu sayısına bakarak raporun kalitesi hakkında fikir edinilebilir."