Ukrayna’nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Sibiga’dan, Türkiye’nin Ukrayna ordusunun ihtiyaçları, özellikle silah alımı için 200 milyon TL finansal yardım sunacağı’ şeklinde bir açıklama geldi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kiev ziyareti kapsamında gerçekleşecek Türkiye-Ukrayna Üst Düzey Stratejik Konsey 8. Toplantısı öncesi yapılan bu duyuruyu, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de "Askeri-mali işbirliği anlaşması sayesinde Ukrayna ordusu Türk ortaklarından yardım alacak. Bunun için minnettarız" ifadeleriyle doğruladı. Ankara’nın söz konusu hamlesi ise “Türkiye'nin Ukrayna'ya bu kadar büyük miktarda hibe yapmasının Ankara açısından faydası ne?” sorusunu gündeme getirdi.
Türkiye’nin Ukrayna’yla ticareti, toplam hacminin yalnızca yüzde 1’i
Kiev kaynakları iki ülkenin ticaret hacminin artması için Türkiye-Ukrayna Serbest Ticaret Anlaşması’nın imzalanmasının an meselesi olduğunu savunuyorlar. Ancak toplam 390 milyar 863 milyon dolar dış ticaret hacmi bulunan Türkiye'nin Ukrayna'yla dış ticareti, toplam hacmin yalnızca yüzde 1.05’ine denk geliyor. Üstelik resmi verilere göre, 2019’da 4.1 milyar dolar olan ticaret hacmindeki dengeler Türkiye aleyhine. Zira Türkiye, 2019 yılında Ukrayna’dan 2.6 milyar dolarlık ithalat yaparken, ülkeye 1.5 milyar dolarlık ürün ve hizmet ihraç etmiş durumda.
Ukrayna, Türkiye’yi teknoloji alanında geliştirebilir mi?
Kiev yetkililerinin son açıklamaları, iki ülkenin işbirliğinin ‘ürün alım-satımının ötesine geçerek ortak üretim ve tasarımları da kapsayacak’ seviyeye ulaştığına da işaret ediyor. Bu kapsamda 2019 yılının ilk ayında, Türk Baykar Savunma ile Ukrayna Hükümeti arasında Ukrayna Hava Kuvvetleri'nin keşif, gözetleme ve vuruş kabiliyetinin artırılması için 6 adet Bayraktar TB2 SİHA’nın tedariki dahil 50 milyon dolardan fazla değere sahip bir anlaşma imzalanmıştı. Öte yandan aynı yıl, Baykar ile Ukrayna devlet silah ticaret şirketi Ukrspetseskport arasında yüksek hassasiyetli silah ve hava-uzay teknolojileri alanında ortak şirket kurulmuştu. Buna rağmen Türkiye’yi teknolojik anlamda geliştirecek teknoloji paylaşımı yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini koruyor.
İkili ilişkilerde denge ve Karadeniz’in istikrarı
Ukrayna-Türkiye ilişkileri, Ukrayna-ABD ilişkileri sebebiyle Karadeniz’deki dengeleri de gündeme getiriyor. 2018 yılının son çeyreğinde, Karadeniz ile Azak Denizi'ni birbirine bağlayan Kerç Boğazı’nda Ukrayna'ya ait Berdyansk, Nikopol and Yany Kapu gemilerinin Rusya sınırını ihlal etmesinin beraberinde getirdiği gerilim, ABD’de Karadeniz’e müdahil olma umudunu tetiklemişti. Amerikan basını, Washington’ın ‘Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilimi yatıştırmak amacıyla’ bölgeye gemi gönderme niyetinde olduğunu yazmıştı. Hatta Kerç provokasyonun hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'ya 10 milyon dolar ek yardım gönderme kararı almıştı.
‘ABD’nin Karadeniz’de bulunması Türkiye açısından öncelikli tehdittir’
Söz konusu bilgiler ışığında, Türkiye’nin Ukrayna’ya yapacağına işaret edilen hibeyi ve Ankara-Kiev ilişkilerini Sputnik’e M5 Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt ve ekonomi uzmanı Şevket Apuhan değerlendirdi. Her iki isme göre de, Türkiye’nin ikili ilişkilerinde atacağı adımların ABD’nin Karadeniz’den uzak tutulduğu hassas denklemi bozmamasına özen göstermesi gerekiyor.
Apuhan “Karadeniz'in güvenliğinin önemini özellikle de Türkiye için önemini bugün Akdeniz'de yaşanılanlara bakarak anlayabiliriz. Buraya dışarıdan devletlerin müdahil olabilmesinin önünü açabilecek girişimlerden ilgili ülkeler uzak durmalı. Burada Rusya ve Türkiye'nin önemi ve sorumluluğu ise yüksektir. Bu iki ülke öncülüğünde, Karadeniz'de yaşanılan ve yaşanılacak sorunlar bölgeye dışarıdan müdahale olmadan çözülebilmelidir. Türkiye olarak bizim unutmamamız gereken şey ABD'nin Karadeniz'de bulunmasının öncelikle bizim için bir tehdit unsuru olacağıdır” diyor.
‘Ukrayna’nın ABD’yi Karadeniz’e davet eden tutumu göz önünde bulundurulmalı’
Bozkurt ise Kerç Boğazı geriliminde yaşananları hatırlatarak “Ukrayna yeniden, Kerç Boğazı ile ilgili süreçte ABD’yi davet eden tutumuna benzer bir tutuma girerse bu Karadeniz’deki huzur ve işbirliği ortamını zedeler. Geçmişte de bunun çok sayıda örneği görülmüştü. Burada Türkiye’nin, Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelerle iletişimi kuvvetlendirmesi ve Ukrayna’yı bu tür girişimlerden uzak durması konusunda uyarması gerekir. Çünkü böyle bir durum, ilerleyen dönemlerde Türk boğazlarının durumunu da sıkıntıya sokacaktır. Yapılması gereken Karadeniz’de ve Boğazlarda mevcut statükonun devamını sağlayacak adımlar atmaktır” ifadelerini kullanıyor.
‘Türkiye’nin amacı Rusya’ya mesaj vermek’
Peki Türkiye’nin böyle bir hibe sağlamakla amacı ne?‘ Bozkurt’a göre, Türkiye’nin 200 milyon lira hibe hamlesinin arkasından Rusya’ya mesaj verme isteği yatıyor:
“Öncelikle Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkilerin son dönemde öne çıkması, İdlib merkezli Türkiye-Rusya geriliminin doğal sonucu olarak gözüküyor. Gerek Ankara’nın gerek Moskova’nın ilişkiler iyi gitse dahi birbirine karşı kullandığı kozlar var. Ukrayna ile ilişkiler de Ankara’nın kozu. Türkiye bu kozunu sahaya sürmüş gibi gözüküyor. Sonuçta Karadeniz açısından son derece stratejik bir bölge ve Kırım konusu da dahil olmak üzere Türkiye ile Rusya’nın ayrıştığı noktalar var. Mesela Kırım konusunda geçmiş dönemde Ankara, Moskova’yı rahatsız edecek adım atmama konusunda son derece dikkatli hareket ediyordu. Hatta geçtiğimiz aylarda Kırım’dan gelen heyeti son derece sıcak karşılamış, bu nedenle Ukrayna Türkiye’ye nota vermişti. Ancak Ankara, Ukrayna ile yakınlaşma görüntüsü vererek, Moskova’ya bir mesaj gönderiyor. Ukrayna ordusuna yönelik 200 milyon TL’lik yardım da bu kapsamda değerlendirilmeli. Bunun Türkiye’ye bir faydası olur mu diye soracak olursanız, diplomaside her koz kullanılıyor. Benzer hamleleri Rusya da, özellikle Suriye sahasında yapmakta. Türkiye’yi hedef alan terör örgütü mensuplarıyla temasları ve bazı ortak hareketlerini örnek gösterebiliriz. ”
‘Hibenin amacı Ukrayna’nın Türkiye’den kopmamasını sağlamak ise yardım son derece gereksiz’
Ekonomi uzmanı Apuhan ise, Türkiye’nin amacının Ukrayna’nın kendisinden ticari olarak kopmamasını sağlamak olabileceğine işaret ederek “Eğer amaç buysa, bu hibe son derece gereksiz” vurgusu yapıyor:
“Geçtiğimiz yılın başında Ukrayna, Türk şirketi Baykar'dan 6 adet İHA satın almış ve karşılığında 69 milyon dolar ödemişti. Aynı zamanda yine Baykar ile Ukrayna devlet silah şirketi ortak bir girişimde bulunmuşlardı. Eğer Ukrayna'ya yapılan yardım bu bağlamda yani ticari olarak Türkiye'den kopmaması için yapıldıysa bu maalesef gereksizdir. Zira Ukrayna'nın Türkiye'ye ticari bir yararı olmadığı ortadadır. Siyasi olarak yapıldıysa da Ukrayna'nın dahil olduğu sistemde kendisine yardımcı olması gereken bir çok zengin devlet mevcuttur. Sonuç itibariyle Ukrayna, bölgede onların sopasını sallıyor. O zaman yardımı biz neden yapıyoruz? Şahsen bu tip yardımların Orta Asya Türk devletlerine ya da Kerkük Türkmenleri ve Balkanlardaki Türk topluluklarına yapılmasına taraftarım.”
‘Türkiye, önce Ukrayna sayesinde para kazanacağına emin olmalı’
Peki, Ukrayna Türkiye’yi teknoloji anlamında geliştirebilir mi? Apuhan’ın bu soruya yanıtı “Anladığımız kadarıyla Ukrayna'nın özellikle uçak motoru üretimi hakkında tecrübeli olduğu düşünülüyor; ancak bu yardım bununla ne kadar alakalıdır bilinmiyor. Ukrayna daha önce uçak motoru üreten şirketinin hisselerinin önemli bir bölümünü Çinli şirketlere satmıştı ve bu ABD'den tepki almıştı. Bugün yapılan açıklamada ise iki ülke arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkarılmasının hedeflediği belirtildi. Ukrayna, ithalatını Türk malları ile ikame etme niyetinde olduğunu ispatlamadan, yani Türkiye Ukrayna sayesinde para kazanacağına emin olmadan, bu ülkeye özel bir önem göstermenin çok da gerekli olmadığını düşünüyorum. Bütün bu söylediklerimizin ötesinde Türkiye, Rusya'ya Ukrayna üzerinden bir mesaj vermek niyetindeyse ki bunu zaman gösterecektir” oluyor.
‘Ankara, Kiev’le ilişkilerini güçlendirirken Moskova’yla ilişkileri bozulmasın diye dikkati elden bırakmaz’
Gündeme gelen bir diğer soru işareti ise, Ankara-Kiev yakınlaşmasının Ankara-Moskova ilişkilerine olası etkisi. Bozkurt’a göre, bu yakınlaşma Ankara-Moskova hattında herhangi bir gerilim tetiklemez:
"İki ülke arasında askeri alanda ortak üretimin öne çıkıyor. Örneğin Ukrayna Türkiye’ye, Antonov An-188 ağır askeri nakliye uçaklarının ortak üretimini önermişti. Ayrıca yine bazı askeri malzemelerde, silahlarda ortak üretim gündeme gelmişti. Ankara bu işbirliğine soğuk görünmüyor. Ancak Moskova ile olan ilişkilerini korumak için daha itidalli yaklaşıyor. Bundan sonra da Ankara’nın bu tutumunu bozacağını sanmıyorum. Ancak başta da aktardığım gibi diplomatik koz olarak Ukrayna ilişkilerini güçlendirebilir.”