Grubun, ulusal ve uluslararası ölçekte kendini kanıtlamış milli ve köklü bir kurum olması nedeniyle, hayır faaliyetlerini ve sosyal sorumluluklarının önemli bir bölümü Türk Kızılay'ı üzerinden gerçekleştirdiği belirtilerek, "15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bağışlarımızın, özellikle Kızılay üzerinden gerçekleştirilmesi kararı alınmıştır. FETÖ terör örgütünün, yıllar boyu gençlerin eğitim ve özellikle barınma ihtiyacını istismar ederek kök salarak büyüdüğü bir gerçektir. Ülkemizin ve milletimizin varlığına kast eden hain darbenin ardından milletçe kenetlendiğimiz bir süreç yaşanmıştır. Milli birlik ve beraberlik duygusunun en yoğun şekilde yaşandığı bu dönemde, devletimizin himayesinde yapılması planlanan ve milletçe gururlanacağımız nitelikte bir yurt yapılması projesine katkıda bulunmak milli bir görev olarak addedilmiştir" denildi.
'Bütün hayırseverleri rencide etmiştir'
Grubun, kamuya karşı yükümlülüklerin her türüne ne denli özen gösteriyorsa, sosyal ve toplumsal sorumluluk kapsamında hayır ve yardım faaliyetlerinde de aynı hassasiyet ve özeni gösterdiği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Hayırseverlerin bağış ve yardım faaliyetlerini özel saiklerle yaptığı algısının yaratılması sadece bizi değil, bütün hayırseverleri rencide etmiştir. Kamu yararına çalışan vakıf olduğu kararı bulunan bir vakfa bağış yapmakla Kızılay’a bağış yapmak arasında hukuki ve ekonomik açıdan bir fark yoktur. Derdimizin herhangi bir ekonomik menfaat olmadığı bağışçı olmamızdan da anlaşılmaktadır. Yapılan bağışların mevzuata uygunluğu, devletin ilgili birimleri tarafından denetlenmektedir. Kurumumuzun bütün işlemleri şeffaf ve denetime açıktır. Yapılan bağış hem hukuki hem de vicdani açıdan uygundur. Bu işlemin adeta illegal bir işlem gibi gösterilmesi büyük bir vefasızlık ve insafsızlıktır. Hukuki haklarımızın saklı olduğunu belirtir, bu tür çıkışların hayırseverlik duygularımızı köreltemeyeceğini vurgularız.