Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Doğu Akdeniz konusunda Türkiye hakkındaki ifadelerine ilişkin bakanlığa yöneltilen bir soruya yazılı yanıt verdi.
"Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün Yunanistan Başbakanı ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, ülkemize yönelik gerçek dışı iddialarıyla yine gündem yaratmaya çalışmıştır" değerlendirmesini yapan Aksoy, Libya'da krizin başladığı 2011'den bu yana yaşanan sıkıntılarda esas sorumluluğun Fransa'da olduğunu dile getirdi.
'Hafter'e destek en ciddi tehdit'
Aksoy, bu ülkenin Libya’daki doğal kaynaklar üzerinde söz sahibi olmak için Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter’e koşulsuz destek verdiğinin bir sır olmadığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Fransa’nın da aralarında bulunduğu ülkelerin verdiği askeri destekle Hafter’in meşru hükümete yönelik sürdürdüğü saldırılar, Libya’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine yönelik en ciddi tehdittir. Fransa Cumhurbaşkanı’nın Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden teröristleri de pek çok kez sarayda ağırladığı gayet iyi bilinmektedir."
"Fransa, konferans kararlarının uygulanmasına katkıda bulunmak istiyorsa, öncelikle Hafter’e verdiği desteği sonlandırmalıdır. Afrika’daki karanlık mazisi iyi bilinen ve Cezayir’de gerçekleştirdiği katliamın acıları hafızalarda hala taze olan Fransa’dan beklenen, Türkiye’yi suçlamak yerine, Libya’da istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik olumlu bir rol üstlenmesidir."
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile Elysee Sarayı'ndaki görüşmelerinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye'nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile yaptığı deniz yetki anlaşmasını 'kınadıklarını' açıklamıştı.
Bu anlaşmanın, 'Berlin konferansında verilen sözlere aykırı olduğunu' vurgulayan Macron, "Son günlerde Suriyeli paralı askerleriyle Türk gemilerinin, Libya topraklarına geldiğini görüyoruz. Bu, verilen söze saygı gösterilmediğini gösteriyor. Bu, Libya'nın egemenliğinin ve Avrupa'nın ve Sahel ülkelerinin güvenliğinin ihlalidir." ifadelerini kullanmıştı.