Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu, Darülaceze İdare Meclisi Üyesi Bilal Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) tarafından organize edilen 5. KYK Tematik Kış Kampları kapsamında düzenlenen 'Hukuk Kampı'na katılan öğrencilerle bir araya geldi.
Abdülhamit'i tanımak için belki de Darülaceze'ye girip çıkmanın yeterli olacağına dikkati çeken Bilal Erdoğan, "Osmanlı'nın savaş kaybettiği ve nüfusunun belli yerlerde Hristiyanlar tarafından katliama tabi tutulduğu bir dönemden bahsediyoruz. O dönemde Abdülhamit Han, bütün kaynakları cephelere yığmak varken, burada düşkünlere, acezelere yardım sağlayacak bir kurumu inşa ediyor, bunu, ilk kaynağını kendi cebinden koyarak yapıyor. Bir de bu yerleşkede caminin olduğu yerde bir sinagog, bir de kilise inşa ediyor. Bu, bu milletin ne kadar necip bir millet olduğunu göstermek için sanıyorum yeter de artar bile. Son dönemde ülkemizde ağırladığımız mülteciler üzerinden bir sürü spekülasyon yapılırken sanıyorum o günlerimizi hatırlamakta fayda var" diye konuştu.
'Adaletle yaşanılan bir ülkede olmak için mücadele etmek zorundayız'
Erdoğan, geçmişle övünmenin bazen beyhude bir çaba, boş bir nostalji gibi düşünüldüğünü anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Geleceği düşünürken geçmişten ilham alınması, ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, toprağı vatan yapmanın oradaki insanların gönüllerine girmekle mümkün olduğunu söyledi.
'Suriyeli misafir mültecilerimizle ilgili menfi propagandanın peşinde olan birileri var'
Osmanlı'nın hoşgörüsünden örnekler veren Erdoğan, "Bu topraklar üzerinde huzurumuzu sağlamamızın yolu yine adaletli bir sosyal düzeni inşa etmemizden geçiyor. İnsanların birbirine ön yargıyla baktığı değil, muhabbetle bakabildiği, kabulle bakabildiği. Normalde düşünün ki bu topraklar tarih boyunca da mültecilere kucak açmış, ev sahipliği yapmışken bugün Suriyeli misafir mültecilerimizle ilgili devamlı menfi propagandanın peşinde olan birileri var. Hepsini terörist olarak yaftaladığınız zaman elinize ne geçiyor?" diye sordu.
'Dinin hep tu kaka edildiği bir dünya görüşünü benimseyip Türkiye'ye döndüler'
Bugün dünyanın gündeminde çevre, ticaret savaşları, demokrasi, kitle imha silahları, üçüncü dünya savaşı olduğunu anlatan Erdoğan, Türkiye'nin bu gündemlerin gerisinde olduğunu söyledi.
"Bizim 20. yüzyıl aydınımız maalesef dünyayı takip edemedi, dünyayı kaçırdı. Nasıl kaçırdı? İttihatçılar eğitim için gittikleri zaman Avrupa'ya özellikle Fransa'daki pozitivist akımlardan etkilendiler, dinin hep tu kaka edildiği, kötü görüldüğü, haşa Allah'la tanrıyla bir rekabetin, bir didişmenin hayat tarzı edinildiği bir dünya görüşünü benimseyip Türkiye'ye döndüler. Avrupa o pozitivizmi aştı, bizim aydınımız o pozitivizmden 100 yıl, 150 yıl kurtulamadı. Bu, biraz aydınımızda dünyayı kaçırmasını, ülkemizin de dünya gündemlerinin hep peşinden gitmesini, gerisinde kalmasını getirdi."
Türkiye'nin 21. yüzyılda yeni bir aydın kesime ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkenin geleceği için gençlerine mesajlar veren, motivasyon veren kimimiz var? Cumhurbaşkanımız geçmiş önümüze yara yara gidiyor, Libya'da mücadele, Doğu Akdeniz'de mücadele, Suriye'de mücadele, dünyanın dört bir yanında dünyanın en büyük aktörleriyle masaya oturuyor artık bizim arkadan gelenler olarak bu arkayı iyi desteklememiz lazım. Fikirle desteklememiz lazım, projelerle desteklememiz lazım, hayallerimizi gerçekleştirerek desteklememiz lazım" ifadelerini kullandı.
Gençlerin bu ülkenin 21. yüzyılını oluşturacağını aktaran Erdoğan, gençlerden, uzun vadeli planlar yapmalarını ve 'Ülkem için ne yapabilirim?' diye düşünmelerini istedi.