MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkent Ankara'da partisini takip eden muhabirlerle sohbetinde hem bölgesel gelişmeler hem de iç politikaya ilişkin soruları cevaplandırdı:
- (FETÖ’nün siyasi ayağı nasıl ortaya çıkarılmalı?) Araştırma komisyonunda ısrar etmek ve herkesi oraya da davet etmekte eğer çok kuşku verici davranışlarının üzerini örtmek gibi bir çabaları yoksa zaten bir anlamı olmaz. Meclis’te ne yapacağız hepimiz; savcılık mı yapacağız? Böyle şey olmaz. Bir de bunu çok saptırıyorlar. İşte zaten bizi düşündüren, CHP’ye olan güvenimizi sarsan nokta burasıdır. 15 Temmuz’un arkasında bir Yurtta Sulh Konseyi var. Bunların içerisinde darbeyi yapan askerler olduğu gibi darbecilerle hareket eden siviller, bürokratlar olabilir. Darbe başarılı hale gelirse de ülkeyi yönetecek bir yönetim kadrosunun bulunması lazım. Şimdi böyle bir durumu biz araştırıyoruz.
- Artık ille de Adil Öksüz bulunsun demeye gerek yok. Savcılar gidecek cezaevindeki komutanlara, ‘Bize sivilleri anlatın kimler bunlar’ denilmelidir. Bunu niye sormuyorsunuz? TRT spikerine o metni okutanın kim olduğunu niye sormuyorsunuz? Yoksa Meclis’te bulunan herkes iki ayaklı. Ama 15 Temmuz’un siyasi ayağı her halde iki ayaktan fazladır. Bizim komisyonla ne işimiz var. Bunlar savcıların işi. Suç duyurusunda bulunacağız, bunlar doğru mu savcılar ona bakacak. Bizim işimiz yol göstermek.
Yurtta sulh Cihanda Sulh. Söyleyen kim Mustafa Kemal Atatürk. Üstünü örtüyorlar. Yağmurluk gibi onu geçirmişler. Araştırılması gereken konulardır. Ben diyorum ki, siyasi ayak kim ise çıkarılsın. Bizdekileri biliyordum hadi güle güle dedim. Bunları bulun diyoruz. Bulamıyorlarsa bize yetki versinler biz buluruz bunları.
Bu milletvekili işi değil. Yargıya başvuracaksınız, savcılar harekete geçecek. Bugünkü hükümetin yapacağı tek şey bundan böyle, ‘terörle mücadelenin her iki boyutunda tam yetkilisiniz ve sonuna kadar da gidiniz. Gittiğiniz yerde millet iradesi olarak ben varım’ diyecek. Yani hükümet olarak milli iradeyi temsilen o yargıçların arkasında duracak: Size tam yetki veriyorum, elden gelen tüm çabayı gösteriniz. Siyasi irade olarak da arkanızda duruyoruz demeli. 500 küsur gün oldu. Bu ayak çözülmeden Türkiye’de terörle mücadelede de netice almakta zorlanıyorsunuz. İster yerde ister gökte ara. Zaten yarısı çıkmış. 15 Temmuz’da Ankara’da olanlar 16 Temmuz’da uçmuşlar.
- (Dönemin EDOK komutanını (Metin İyidil) serbest bırakan istinafın üyelerinin yer değiştirilmesi başka yanlışın önünü açmak değil midir?) Mümkündür. Çünkü o mahkemeden alınan kararların doğru olmadığı anlaşılmıştır. HSK bu yanlışı görerek görevden almıştır. Bunun anlamı bunlar artık benim göz hapsimde demektir. Devlet yönetimlerinde bunlar olur. Göz hapsine alırsın ilişkileri belli olur, kiminle ne konuşuyor, haksızlığa uğradım diyorsa telafisi için hangi siyasilerin peşinden koşuyor iktidarla mı, muhalefetle mi görüşüyor. Yurtta Sulh Konseyinin askeri kanadı Sincan ve Silivri’de, Bahçeli diyor ki, sivil hayatı nerede? Ankara’da mı, İzmir’de mi, Türkiye’nin neresindeyse bulun getirin kardeşim.
- (Demirtaş'ın Devran'ını Başak Demirtaş, Dilek İmamoğlu ve Selvi Kılıçdaroğlu'nun birlikte izlemesi) Bunun tiyatrosuna hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş. Demirtaş cezaevinde bari tiyatroya gittiğinizde değerli bir artistle yan yana otursaydınız da hanımlar evde sizi seyretseydi. Güzelce sormuş Kılıçdaroğlu, Demirtaş'ın ne işi var hapiste. Askerin ne işi var Libya'da, askerin ne işi var Suriye'de, askerin ne işi var Kandil'de, Demirtaş'ın ne işi var hapiste. Bu nasıl bir üsluptur.
- Kaynaşlı Belediye Başkanı. Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil edecek hanımefendilere terbiyesizce yaklaşımından dolayı MHP’nin listesinden düştü. Demek ki MHP ille de filan belediye başkanını yanımıza alacağız diye bir çabanın içinde olmamak durumunda. MHP’ye HDP’den CHP’den belediye başkanı her gün geleyim dese dahi kabul etmem mümkün değil. AKP’den de geleceğe de Cumhur ittifakı var ayıp olur. Erken seçime bizim dışımızda, AKP’nin dışında çok ciddi hazırlık yapanlar var. Haziran ayından sonraki her pazar günü erken seçim yapılır diyerek birbirlerine destek verenler var. Yeni kurulacak partileri aralarına alanlar var. Biz kaya gibi Cumhur İttifakı olarak yolumuza devam ediyoruz.
- (MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu'nun başındaki Ali Memlük ile görüştüğünün hatırlatılması üzerine) Türkiye büyük bir devlettir. Önemli kurumları vardır. Bu kurumlarda yetişmiş çok güçlü elemanları vardır. Bunların Türkiye’nin geleceği açısından, bekası açısından muhtelif temaslar içerisine girmeleri, bir başka devletle ilişkiye girmek yerine Türkiye'nin çıkarlarını planlayan bir anlayışa sahip olduklarını ifade ederek kabul etmek lazımdır. Bu konuda hükümet direkt temas kurmasa da birçok yerlerle temasa geçebilecek bir durumda olması lazımdır. Bu görüşmelerde mahsurlu bir taraf yoktur.
Ama, ‘İlle de siz görüşünüz’ gibi bir inada bindirilerek bir başka siyasi amaç hedefleniyorsa, benim şu an için gördüğüm, tanıdığım Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu çağrılara uyarak Esad denilen cani ile oturup görüşeceğine ihtimal vermiyorum. İdlib meselesi çözülmelidir. Rusya, rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliştirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün değil.
- (İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Esad'la görüşürüm" sözlerinin hatırlatılması üzerine) Vallahi isabet olur. Bu kadar hevesli birisini de görmedim yani. Esad'a da çok yakın yani gidebilirler. Çok uzak değil Reyhanlı’dan sonra Halep, sonra Şam. Esad orada.
- (Muhabirlerin BJK plakalı bir aracını İstanbul milletvekili Mehmet Bülent Karataş'a hediye ettiğini hatırlatması üzerine) Koleksiyon yenileniyor. Yeni bir jip var. Bizimki eski model. BJK plakaları yayıyorum her tarafa.