Alman Welt am Sonntag gazetesine röportaj veren Şükür, durumundan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçladı ve şunları söyledi:
-Hiçbir şeyim kalmadı, Erdoğan her şeyi aldı: Özgürlük, ifade özgürlüğü ve çalışma hakkı. Kimse bu darbedeki rolümün ne olduğunu açıklayamıyor. Asla yasadışı bir şey yapmadım, hain veya terörist değilim.'
-Bu hükümetin düşmanı olabilirim, ancak devlete ya da Türk milletine değil. Ülkemi seviyorum. Erdoğan'la bölünmeden sonra tehdit almaya başladım. Eşimin dükkânı saldırıya uğradı, çocuklarım taciz edildi, babam hapse atıldı ve tüm varlıklarıma el koyuldu.
-Bu yüzden başlangıçta Kaliforniya'da bir kafe işletmeye ABD'ye taşındım, ancak garip insanlar bara gelmeye devam etti. Şimdi Uber'i kullanıyorum ve kitap satıyorum.
Şükür ayrıca YouTube hesabında aracının içerisinde çektiği bir video paylaştı. Şükür, videoda ABD'de geçimini sürdürmek için çeşitli işler yaptığını söyledi.
Ailesinin de mal varlıklarına el konululan Şükür, 19 Kasım 2015’te eşi ve çocuklarıyla İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan yurt dışına kaçmıştı.