Olayın ardından Asilhan Ç. babasını arayarak ablasını öldürdüğünü söyledi. Telefon gelir gelmez işini bırakıp evine gelen baba Mustafa Ç., kızının kanlar içerisinde yerde yattığını görünce donup kaldı. İhbarın ardından olay yerine sevk edilen polis, şüpheli Asilhan Ç.'yi gözaltına alırken, eve gelen sağlık ekipleri de genç kızın olay yerinde yaşamını yitirdiğini tespit etti. Asilhan Ç., emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
‘Canavarca Hisle veya Eziyet Çektirerek Öldürme, Kardeşi Kasten Öldürmek, Gebe Kadını Öldürme’ suçlarıyla dava açılan sanık hakkında, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Sanık hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen iddianamede, evde yapılan incelemelerde, Asilhan Ç.’nin babasına yazdığı, "Keşke bir silahım olsaydı. Hem ben hem kardeşim daha az acı çekerdi. Onu vahşice öldürmek zorunda kaldım. Hakkını helal et" yazılı mektubun bulunduğu ifade edildi.
İddianamede, sanığın alınan ifadesi de yer aldı. Maktul ablasının liseyi bitirdikten sonra Isparta’da üniversite kazandığını ancak kayıt yaptırmadığını söyleyen Asilhan Ç., ablasının yeniden sınavlara hazırlanmak için evde ders çalıştığını belirtti.
'Hastalığı gittikçe arttı'
Asilhan Ç.’nin ifadesi şöyle devam etti: “Bu sırada evde çoğu zaman yalnız kaldı. Yalnız kaldığı sürelerde psikolojik rahatsızlıklar yaşamaya başladı. Kendi kendine gülüp bağırmaya başladı bu sebeple, babam ablamı Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırdı. Burada tedavisi bittiğinde, babam onu tekrar eve getirdi. Doktorun verdiği ilaçların hiçbirini ablam kullanmadı ve hastalığı gittikçe arttı. Sonrasında babamın kendisine cinsel istismarda bulunduğunu iddia etti. Ardından babam uzaklaştırma kararı aldı. Ben de babamla birlikte evden ayrıldım. Sonrasında eve döndüğümüzde ablam evden kaçmıştı. Bir gün sonra geri geldi. Yanımızda bir hafta kadar durdu sonrasında evden tekrar gitti. Uzunca bir süre kendisinden haber alamadık. Bir süre sonra halam ablamı Güllük Caddesi'nde görmüş ve takip ederek onun bir barda çalıştığını öğrenmiş. Babam ablamı kurtarmak için polise başvurdu. Ancak ablam karakol ifadeleri sonrasında çekip gitti ve bu olay babamın çok zoruna gitti."
'Kaç kere bıçakladım hatırlamıyorum'
Sakinleştikten sonra içeriye tekrar girdiğini, aynı soruları sakin bir şekilde tekrar sorduğunu ve ablasının ise daha da sinirlenerek ellerinin titremeye başladığını dile getiren sanık, ifadesine şöyle devam etti:
“Bana saldırmaya başladı. Elinde falçata bulunuyordu, nereden aldığını görmedim. Falçata bıçak ile boynumdan yaraladı. Ben de kendimi korumak için mutfağa gittim ve siyah saplı bir bıçak aldım. Ablam o sırada falçata ile geldi. Kendimi korumak için mutfaktan aldığım bıçakla saldırdım. Kaç kere bıçak vurdum hatırlamıyorum."
'İp koptu, intihar edemedim'
"Bir an kendime geldiğimde ablam evin girişimde kanepenin yanında yatıyordu. O an ablama elimdeki bıçakla zarar verdiğimi anladım. Ablamın bana saldırdığı falçata ile evin banyosuna giderek intihar etmek istedim. Falçata ile bileklerimi kestim. Yaklaşık 1 saat geçti, bir şey olmayınca banyoya tavana bir ip bağladım. İple kendimi asmayı denedim. Ancak ip koptu, intihar edemedim. Odama geçtim, üzerimi değiştirdim. Falçatayla, ipi ve kanlı elbiseleri poşete koydum. Kanlı bıçağı yıkadıktan sonra mutfağa bıraktım. Babam eve geldiğinde ambulansı ve polisi aradı."
İddianamede, maktulün 13 bıçak darbesiyle öldürüldüğü, boğazının kesildiği, sanığın maktulün hamile olduğunu bildiği halde bu eylemi gerçekleştirdiği, kardeşi olan maktulü canavarca hisle gebe olduğunu bilerek öldürdüğü ve üzerine atılı suçu işlediğinin kanaatine varıldığı kaydedildi.