Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, CNN Türk'te yayınlanan Hakan Çelik ile Hafta Sonu programında açıklamalarda bulundu. Gül, eski Nissan Üst Yöneticisi (CEO) Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Ghosn'un, ev hapsinde tutulduğu Japonya'dan Lübnan'a İstanbul üzerinden kaçmasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Bu konuyla ilgili Bakırköy Başsavcılığı soruşturmayı başlattı ve 7 kişi hakkında gözaltı işlemi yapılmıştı. Bu kişilerden 5 kişi tutuklandı. Pilotlar ve firmanın yetkilisi tutuklandı. Soruşturma sürdürülüyor. Orada yabancılar var, transit geçişi yapanlar, bunların ifadeleri dikkate alınarak soruşturmayı yürütecekler. Bu konuda Başsavcılık da açıklamasını yaptı.
Başka ülkelerde işlenen hususlar, suçlar var. Kırmızı bülten çıkarsa tüm dünyadaki ülkeler, suçlunun iadesiyle ilgili; ilgili ülke mahkemesine iade etmesi gerekiyor. Türkiye zaten anlaşmanın bir parçası. Türkiye de öyle bir fail varsa bu konuda ilgili ülkeye iadesini yapacaktır. Bu olayla ilgili Türkiye'de bu olaya destek olanlarla ilgili soruşturma devam ediyor. Mahkeme kararı sonuçlanmadan da konuyla ilgili bir şey söylemek imkansız. Sıcak, yeni bir olay."
Gül, Çelik'in "Japonya ile temas kuruldu mu?" şeklindeki sorusuna da "Japonya'dan da adli yardımlaşma talebi gelmedi. Ama Türkiye bir hukuk devleti. Kim bu anlamda bir suç işlemişse yargı merciileri bu konunun peşinde. İlgili uçaklarla ilgili de tedbir kondu" yanıtını verdi.
Gül'ün açıklamalarının devamında öne çıkanlar şöyle:
"Bu örnekler bağnaz, marjinal kesimlerde kaldı. Türkiye’de yaşam tarzından dolayı ötekileştirilen, ayrımcılığa-ayrıcalığa uğrayan tablo eskide kaldı. Buradan çok dersler çıkarıldı. Fakat buna rağmen marjinal hiç tasvip edemediğimiz tutumlar olabiliyor. Ama bir konsensus var. Mahkemelere gidip Diyarbakırlı bir anne Kürtçe konuşuyor. Kürtçe konuşuyor ama 'bilinmeyen bir dil' ya sen bin yıldır konuşulan bir dile nasıl bilinmeyen dil dersin? 50 yıldır anne oğluyla konuşmuş, diline, inancına engel oluyorsun. Bu konudaki inkar, asimilasyon politikaları geçmişte çok uygulandı. Bunların bir daha yaşanmaması hem hukukun hem siyasetin çıkardığı önemli derslerdir. Vatandaşımızın ekmeğini büyütmek ve özgürlüğünü artırmak 2023’ün temel vizyonu.
(Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arnç'ın damadıyla ilgili savcılığın açıklamaları) Savcılık makamı bir bütündür. Bir yargılama makamı değildir. Yani savcılık talepte bulunur, mahkeme karar verir. Dosyasıyla ilgili, soruşturmayla alakalı bir savcının itiraz etmesi, dava açması… Dava açması bir mahkeme kararı değil. Savcı itiraz eder, kanun yollarına başvurur. 'Savcı burada ihsası reyde bulundu' gibi teknik eleştiri doğru değil. Savcı iddiada bulunmuştur. Hakim değildir, muhakeme yapan değil; iddiada bulunandır. Kararı verecek olan mahkemedir.
(AYM’nin Wikipedia kararı) Mahkeme gerekçesini daha yayınlamadı henüz. Ama Anayasa Mahkemesi kararı bir şekilde bağlayıcıdır. Bu konuda gerekçesini de kamuoyuyla paylaşacaktır. Türkiye bir hukuk devleti. Burada gerekçede de göreceğiz. Kimse Türkiye’yi terörle şiddetle özdeşleştirmesini asla kabul etmeyiz. Suç oluşturan internet sitesinin bütününün değil o kısmının çıkarılmasına yönelik bir düzenleme yönünde. Tabii AYM kararını da hep beraber göreceğiz.
(Af ve ceza indirimi) Bildiğiniz gibi hem MHP’den hem de AK Parti’den açıklamalar da oldu. Meclis açıldığında bu konu AK Parti grubu başta olmak üzere, Meclis’in takdirinde olan bir konu. Teknik olarak bu konu gündeme geldiğinde, teknik hususlar nelerdir, bu konuda uygulayıcılar ne diyor? Biz baktık ama Meclis’in takdirinde olacak bir konu. Meclis bu konuda iradeyi ortaya koyarsa, bizim öner itibariyle neler olabilir konusunda çalışmalarımız var. Yaşlı, kadın, hamile vesaire, infazın evde çekilmesi, hafta sonu infaz gibi farklı bir takım uygulamalar, infaza yönelik iyi hallerin de değerlendirildiği, denetimli serbestliğe yönelik öneriler de var. Ama bu konuda takdir de Meclisimizin olur."