1957’de İran'ın güneydoğusundaki, Afganistan sınırına yakın Rabord köyünde doğan Kasım Süleymani, Şah’ın devrildiği 1979 İslam Devrimi’nin ardından Devrim Muhafızları’na katıldı.
Kariyeri hızla ilerleyen Süleymani henüz 30 yaşına gelmeden 41. Sarallah Bölüğü’nün başına geçti ve 80’li yılların ortalarında İran-Irak savaşı sırasında Saddam Hüseyin yönetimine karşı gizli operasyonları yürüttü.
Savaşın 1988’de sona ermesiyle Kasım Süleymani, Afganistan sınırındaki Kirman’da bulunan Devrim Muhafızları birliklerinin komutanlığı yaptı, burada afyon kaçakçılığına karşı mücadele etti.
İşgalle birlikte Kudüs Gücü'ne geçti
ABD’nin Irak’ı işgali ettiği 2003 yılından birkaç ay öncesine kadar bu görevi yerine getiren Süleymani, işgalle birlikte Kudüs Gücü Komutanlığı’na getirildi.
İran devrimi sonrası Tahran’ın etkisini bölgede yaymak üzere Ayetullah Ali Hamaney tarafından Kudüs Gücü'nün komutanlığı, Süleymani’yi sık sık ABD ile karşı karşıya getirdi.
2011 yılında eski CIA Direktörü David Petraeus, Süleymani ve Kudüs Gücü’nün Washington'ın Irak’taki Şiilerle çalışmalarının çoğunu baltaladığını ve Lübnan’daki diplomatik ve askeri çabalarını etkisiz kıldığını söylüyordu.
Süleymani'nin komutanlığında Kudüs Gücü, tüm bölgede istihbarat faaliyeti yürüten, özel operasyonlar yapan, hatta devlet dışı gruplarla da yakın ilişki geliştirmek yoluyla etkinliğini artıran silahlı bir güce dönüştü.
Suriye'deki rolü
Doğrudan Hamaney’e bağlı olan Kudüs Gücü, Suriye’deki çatışmaların başlamasıyla Devlet Başkanı Beşar Esad yanında yer aldı. Esad ve Suriye ordusu saflarında mücadele etmek üzere Afganistan'dan, Irak'tan ve Lübnan'dan Şii milis güçlerini Suriye'ye gönderdi.
Bu da ABD’nin yaptırımlarıyla karşılaşmasına neden oldu.
Lübnan, Irak ve Filistin'de etkili oldu
Kasım Süleymani, son on yılda Suriye dışında İran’ın Lübnan, Irak, Filistin ve Yemen'de attığı adımları da yönlendirdi.
Süleymani, Lübnan'daki etkinliğini, Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'la çok yakın bir ilişki kurarak geliştirdi. İran devlet televizyonuna verdiği bir röportajda, 2006'da başlayan Lübnan-İsrail savaşı sırasında cepheye giderek Hizbullah savaşçılarına liderlik ettiğini söyledi.
Süleymani, Irak'ta 2010'da İran'a yakınlığıyla bilinen Nuri el Maliki'nin başbakan seçilmesinde de, koalisyon görüşmelerine katılan yardımcıları sayesinde etkili oldu.
Filistin'de ise İsrail'e karşı sert tutumuyla bilinen Hamas örgütüyle yakın ilişkiler kurdu.
