Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te 'Muharrem İnce genel başkan adayı olacak mı?' başlığıyla yayımlanan yazısında 24 Haziran 2018'de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin adayı olarak yarışan Muharrem İnce'nin katıldığı Tarafsız Bölge programıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın programında Muharrem İnce ile bir araya geldik. Programın yaptığı reytingden Muharrem İnce’yi takip eden bir izleyici kitlesinin olduğu anlaşılıyor" diyen Selvi, şöyle devam etti:
"Öncelikle Muharrem İnce’ye ilişkin gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Daha bir oturmuş, eski hırçın görüntüsü gitmiş, yerine daha bilgece bir hava gelmiş. Ama öyle ‘bal Mahmut’ kıvamında da değil. Damarına basınca hafiften sertleşiyor. Cumhurbaşkanı adaylığından sonra günlük polemiklerden uzak durmaya çalışıyor. Gözü hâlâ Cumhurbaşkanı adaylığında. ’CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı adayı olmalı’ tezini tekrarlıyor. Peki kendisi CHP Genel Başkanlığı’na aday olacak mı? ‘Hayır’ ya da ‘Evet’ demiyor. Yani, ’Kapıyı ne kapatıyorum ne sonuna kadar açıyorum’ havasında. Gözlemim, kongreler tamamlandıktan sonra konjonktüre bakacağı yönünde. Kongrede aday olursa şaşırmam, aday olmazsa sürpriz saymam. Kazanacağını görürse bir an bile tereddüt etmez ama kazanamayacağı bir seçime de girmez durumunda.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş konusunda özenli bir dil kullanmaya dikkat ediyor. Eğer CHP Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı gösterirse, ona destek olacağını söylüyor ama Abdullah Gül olursa, o konuda konuşmuyor. O tür bir durum oluşursa kamuoyundan destek alıp almayacağına bakacak gibi hissettim. Aday olabilir de olmayabilir de pozisyonunda. Tarafsız Bölge’de CHP’yle ilgili sorularımıza bir noktadan sonra cevap vermeyeceğini söyledi. O sırada izleyicilerden İnce’ye tepki mesajları geldi. Ekranlarda CHP’yi hırpalayan biri konumuna düşmek istemiyordu ama parti içinde çete olduğunu söyleyen, Külliye’ye giden CHP’li konusunda ortada bırakılan bir isimdi, o yüzden sormamız gerekiyordu. Birkaç sorumuza cevap verdi ama daha çok Kanal İstanbul’u, Libya’ya asker gönderme konusunu, yerli otomobili konuşmayı tercih etti.
Bir de illa asgari ücreti konuşacağım diye tutturmadı mı... Cumhurbaşkanı adaylığı sırasında oluşturduğu ekiple çalışmalarını sürdürüyormuş, o nedenle el yazısıyla notlar çıkarmış, bıraksak sabaha kadar konuşacaktı. Kategorik olarak her şeye karşı değil. ’Çarşı her şeye karşı’ pozisyonuna düşmemeye çalışıyor. O nedenle yerli otomobile güçlü bir destek verdi. Ama Kanal İstanbul ve Libya’ya asker gönderilmesi konusunda ters düştük. Hakkını teslim edeyim, CHP’nin üzerinde titredi. Öyle ki AK Parti’den ayrılıp yeni parti kuran Davutoğlu ve Babacan’a sempati çiçekleri gönderdi. ’Peki siz CHP’den ayrılıp parti kurar mısınız?’ diye sorduğumuzda ise ’CHP’den ayrılmam’ dedi de başka bir şey demedi. Biraz Demirel gibi bir hava hissettim. İşine gelmeyince konuşmuyor."