Netflix'in ikinci Türk dizisi 'Atiye' cuma günü yayınlandı. Dizinin başrollerinden Beren Saat, Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye verdiği röportajda yeni dizisine, hayatına, ülkeye ve sosyal medyaya dair açıklamalarda bulundu. Saat röportajının bir kısmı şu şekilde:
.@hakangence, @berensaat ile Netflix’te başlayan ‘Atiye’ dizisi vesilesiyle buluştu. Onunla sadece dizisini değil; yeni keşfettiği müzikal yeteneğini, hayatını, ülkeyi, sosyal medyayı, evliliğini ve aşkı konuştuk. Yarın Hürriyet Pazar’da. pic.twitter.com/NVt4x1WW6R
— Hurriyet.com.tr (@Hurriyet) December 28, 2019
(...)
'Atiye', dijital için yaptığınız ilk iş. Dijitalin getirdiği özgürlük alanını nasıl anlatırsınız?
Olması gerektiği gibi, çok da ekstra bir şey yok.
Nasıl yani?
Peki dijitalin de denetim altına girecek olması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Tabii ki birtakım önlemler alınabilir. Ama bu tip bir denetim, doğal afetle mücadele etmeye çalışmak gibi...
Neden?
O orta yol ne sizce?
Zaten herkes erişmek istediği şeye erişiyor. Bunu yalan söyleyerek ya da doğrudan yapmak arasında ülkenin ideolojik bir seçim yapması gerek. Biz gerçekten bütün dünya bunları kullanırken ‘Twitter’ı kapatan ülke’ olmayı kendimize yakıştırıyor muyuz?
Diziniz ‘Aşk-ı Memnu’nun tekrarları hâlâ yayımlanıyor ama artık masadaki içki kadehleri buzlanarak... Ne hissediyorsunuz?
(...)
Neredeyse her gün bir kadın şiddeti ve taciz haberine uyanıyoruz...
Çözüm ne olabilir o halde?
Bu artık şahsi çabalarımızı çok çok aşan bir durum. Kısa vadede çözüm ancak devlet otoritesi olabilir. Kısaca tüm vatandaşlarına eşit mesafede olmalılar. Son yıllarda televizyon ekranlarında da sinemada da çoğunlukla edilgen bir Türk kadını figürü tercih ediliyor ama mesela ‘Atiye’ bu anlamda ezberimizi bozacak bir hikâye. Umarım onun uyanışı pek çok kadına ilham verir.
Eğer ‘Beren Saat’ isen erkek egemen o dünyaya 1-0 önde mi başlarsın?
Ne yapacağız?
İş, “Göster oğlum amcalara” ile başlıyor. Sünnet dediğimiz şey bir ‘ben’ aldırmak kadar basit bir operasyonken üzerine bir düğün organize ediyorsunuz. O çocuğun ve bütün sosyal çevresinin, bedeninin bir organına yüklediği anlam bir anda değişiyor. Sonra bu organını bir güç unsuru olarak görüyor, kadın ona razı olmadı diye öldürebilecek kadar ona anlam yüklüyor.
Haluk Bilginer “Bu dünya erkeklerden arındırılmalı. Yok edelim demiyorum ama erkek iktidarını yok edelim” demişti. Katılıyor musunuz?
İşte erkek egemen toplum, halimiz ortada. Erkek egemen ve olmadı. Beceremediler. Şimdi bunu biraz değiştirmek lazım.
(...)
'Netflix dizilerinde eşcinsel karakterlerin olması eşcinselliği tetikler mi?' noktasına gelindi. Sizce?
Sinema, edebiyat, belgesel olmasa zenginleşemeyiz. Birbirine benzemeyen hikâyelerin anlatılması bir lütuftur. Hayatınızın çakışamayacağı biriyle empati fırsatı tanır size, zihninizi gidemeyeceğiniz yerlere vardırır.